Logo

Vergi Ziyaı Cezası Tebliğindeki Usule Aykırılık Nedeniyle Temyiz Edilen Karar Bozuldu

📜 Danıştay Karar Künyesi

9. Daire – 2023/5009 – 2024/2854 – 21.05.2024


🔎 Karar Özeti

Vergi ziyaı cezasının usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar veren Danıştay, temyiz istemine uyarak Bölge İdare Mahkemesi kararını bozdu.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y DOKUZUNCU DAİRE Esas No : 2023/5009 Karar No : 2024/2854 TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-… VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVACI) : … VEKİLİ : Av. … İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacı adına, komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yaptığı tespit edilen …-…-… Adi Ortaklığının sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle 2016 yılına ilişkin gelir vergisi üzerinden tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle bir kat kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … Makine Metal Hırdavat İnşaat Gıda Petrol Ürünleri Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda, ihbarcı şahıs beyanları ve verilen şikayet dilekçeleri üzerine değerlendirme yapıldığı, söz konusu mükelleflerin organizasyon olarak faaliyette bulunduklarına ilişkin vergi idaresince tespit yapılmadığı, bununla birlikte, hükmedilmiş olan vergi ziyaı cezası dayanaklarının şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konulamadığı görüldüğünden, sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiği somut olarak tespit edilemeyen davacı adına tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen bir kat vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu cezanın, davacı serbest muhasebeci olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması nedeniyle mi, yoksa sahte belge düzenleme fiiline iştirakten dolayı mı kesildiği yönünde gerek cezanın tebliğ edildiği ihbarnamede gerekse davalı idare savunmasında açıklık bulunmadığı, aynı şekilde, davacı adına düzenlenen ihbarnamede, … hakkında yapılan cezalı tarhiyat esas alındığı belirtilmesine karşın, davalı idare savunmasında, … adına kesilen vergi ziyaı cezasının esas alındığının belirtildiği hususları dikkate alındığında, dava konusu cezanın tebliğ edildiği ihbarnamenin usulüne uygun düzenlenmediği, bu durumun esasa etkili bir şekil hatası olduğu sonucuna varıldığından, usulüne uygun düzenlenmeyen ihbarnameyle tebliğ edilen dava konusu cezada hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Düzenlenen vergi tekniği raporları ile davacının komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yaptığı tespit edilen …-…-… Adi Ortaklığının sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiği husunun net olarak ortaya konulduğu ve davacı hakkında kesilen vergi ziyaı cezasının hukuka uygun olduğu iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY: Davacı adına, komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yaptığı tespit edilen …-…-… Adi Ortaklığının sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle 2016 yılına ilişkin gelir vergisi üzerinden tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle bir kat kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmektedir. İLGİLİ MEVZUAT: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği ve iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutat olmayan bir durumun iddia olunması hâlinde, ispat külfetinin, bunu iddia eden tarafa ait olduğu, 134. maddesinde de vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu düzenlenmiştir. 213 sayılı Kanun’un; “Vergi ziyaı” başlıklı 341. maddesinde, “Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder. Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmez.” hükmüne, “Vergi ziyaı cezası” başlıklı 344. maddesinde, 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği, vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu ceza üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın incelenmesinden; … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda, …, … ve …’ın adi ortaklık tesis ederek komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yaptığı ve davacının da bu sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğinin tespit edilmesi nedeniyle, davacı adına dava konusu vergi ziyaı cezasının kesildiği söz konusu vergi ziyaı cezanın kaldırılması istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar, Bölge İdare Mahkemesi tarafından; davacı adına düzenlenen ihbarnamelerde, “müteselsil sorumluluk” ve “sahte belge düzenleme fiiline iştirak” ibarelerine yer verildiği ve davacının sorumluluğuna ilişkin gerek ihbarnamede gerekse davalı idare savunmasında açıklık bulunmadığı, ayrıca ihbarnamede, … hakkında yapılan cezalı tarhiyat esas alınarak ceza kesildiği belirtilmesine karşın, davalı idare savunmasında, … adına kesilen vergi ziyaı cezasının esas alındığının belirtildiğinden dava konusu cezanın tebliğ edildiği ihbarnamenin usulüne uygun düzenlenmediği ve bu durumun esasa etkili bir şekil hatası olduğu gerekçesiyle karar verilmişse de; dava konusu vergi ziyaı cezasını içeren ihbarnamede tarih ve sayısına yer verilen ve … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda belirtildiği üzere …, … ve …’ın adi ortaklık tesis ederek komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yaptığı ve davacının da bu adi ortaklığın sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğine dair tespitlere yer verildiğinden davacı adına dava konusu vergi ziyaı cezasının kesildiği, ayrıca davacının müteselsil sorumluluğunun bulunması halinde asıl borçlu mükellefe ait tüm vergi ve cezalardan sorumlu tutulması gerekirken, olayda, davacı adına bir kat vergi ziyaı cezası kesildiği, dava konusu cezaların dayanağı olarak gösterilen vergi tekniği raporunda da, davacının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yazılı fiillere iştirak etmesi sebebiyle adına bir kat vergi ziyaı cezası kesilmesinin önerildiği yine dava konusu ihbarnamede de ihbarnamenin kesilme nedeninin Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yazılı hal nedeniyle bir kat vergi ziyaı cezası kesilmesi olarak belirtildiği, davalı tarafından sunulan savunma dilekçesinde de; Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yazılı fiiller nedeniyle davacı adına vergi ziyaı cezası kesildiği ifadesine yer verildiği hususları dikkate alındığında dava konusu vergi ziyaı cezasının iştirak nedeniyle kesildiği hususunda tereddüt bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda; Bölge İdare Mahkemesince davacının iştirak halinde bulunduğu mükellefin sahte fatura ticareti faaliyetinde bulunup bulunmadığı (iştirak edilen fiil nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı açılmış dava varsa dikkate alınarak), bulunmuş ise davacının bu fiile iştirak edip etmediği hususu hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; Davalının temyiz isteminin kabulüne, … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 21/05/2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir