📜 Danıştay Karar Künyesi
9. Daire – 2023/5929 – 2024/1280 – 14.03.2024
🔎 Karar Özeti
Şirket Temyiz Başvurusunda Bulunduğu İçin Danıştay Kararı
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2023/5929
Karar No : 2024/1280
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, … Çelik İnşaat Turizm ve Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu … tarih ve … ana takip numaralı ödeme emrinin 1-15, 23-34 sıra numarası ile belirtilen kısımları yönünden: dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelere göre, dava konusu ödeme emri içeriği alacağın ihbarname safhasında asıl borçlu şirketin tasfiye memuru Semiha Demirkol imzasına 15/12/2015 tarihinde usule uygun şekilde tebliğ edildiği ve amme alacağının herhangi bir itiraz ve ödemede bulunulmaması üzerine kesinleştiği anlaşıldığından, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin 1-15,23-34 sıra numarası ile belirtilen kısımlarında hukuka aykırılık görülmediği, dava konusu … tarih ve … ana takip numaralı ödeme emrinin 16-22 sıra numarası ile belirtilen kısımları yönünden: söz konusu borç kalemlerinin 2010 yılı kurumlar vergisi ile 2010/Nisan-Haziran,2010/Temmuz-Eylül dönemi geçici vergiye ilişkin olduğu, dosyada mevcut 13/09/2010 tarih ve 7646 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’ne göre davacının asıl borçlu şirketteki mevcut ortaklığının ve kanuni temsilcilik görevinin 01/09/2010 tarih ve 18 nolu karar ile sona erdiği, davacının dava konusu ödeme emri içeriği söz konusu amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanda şirkette ortak ve kanuni temsilci olmadığı anlaşıldığından, sorumlu tutulması mümkün olmayan bir borçtan dolayı davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin 16-22 sıra numarası ile belirtilen kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu ödeme emrinin 16-22 sıra numarası ile belirtilen kısımlarının iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının ava konusu ödeme emrinin 1-15, 23-34 sıra numaralı satırlarında yer alan amme alacaklarına ilişkin kısımlarına yönelik hüküm fıkrası, usul ve hukuka uygun olduğundan davacının bu kısma ilişkin istinaf isteminin reddi gerektiği, uyuşmazlık konusu ödeme emrinin 16-22 sıra numaralı satırlarında yer alan amme alacaklarına ilişkin kısmına gelince; Mahkemece, söz konusu borçların 2010 yılı kurumlar vergisi ile 2010/Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül dönemlerine ait geçici vergilere ilişkin olduğu, davacının kanuni temsilcilik görevinin 01/09/2010 tarihli karar ile sona erdiği, dolayısıyla amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanda şirkette ortak ve kanuni temsilciliği bulunmadığından sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle bu kısımlar yönünden ödeme emrinin iptaline karar verildiğinin anlaşıldığı ancak ilgili dönem borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin şirkete usulüne uygun tebliği ve şirketin tasfiyesinin 27/01/2017 tarihinde tamamlanması hususlarının yanı sıra, borcun doğmasına neden olan fiil, kanuni temsilcilik dönemine isabet ediyor ise kusur sorumluluğu bulunan davacının sorumlu tutulmak suretiyle takibinde hukuka aykırılık bulunmadığı, dosya içerisinde yer alan ve borçlu şirket adına tanzim edilen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda, şirketin 2010-2011-2012 yıllarında sahte belge düzenlediğinin ortaya konulduğu ve davacının temsil görevini yürüttüğü 01/09/2010 tarihine kadar düzenlenmiş sahte faturalardan dolayı hesaplanan vergilerden sorumlu tutulmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı, ödeme emrinin 16-22 sıra numaraları satırlarında yer alan borçların 2010 yılı kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ile 2010/Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül dönemlerine ait geçici vergilere bağlı kesilen vergi ziyaı cezaları ile gecikme faizlerine ilişkin olduğunun anlaşıldığı bu durumda, davacının 01/09/2010 tarihinde şirketteki temsilcilik görevinden ayrıldığı tarih esas alındığında, 2010/Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül dönemleri için geçici vergi dönemlerinden kaynaklı borçlardan sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte söz konusu cezaların üç kat olarak kesildiği, geçici verginin niteliği ve hesaplama şekli dikkate alındığında bir kat vergi ziyaı cezasının kesilebileceği, fazladan istenilen ceza ve gecikme faizi tutarın kaldırılması gerektiği, 2010 yılı kurumlar vergisi açısından ise, davacının şirket temsil görevinden ayrıldığı tarihe kadar düzenlenen sahte belge tutarları esas alınmak suretiyle kurumlar vergisi hesaplanması ve bunun üzerinden kesilecek üç kat vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi istenilmesi gerekmekte olup fazladan aranılan tutar için yapılan işlemde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle; davacı istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının ödeme emrinin 16-22 sıra numaralı satırlarında yer alan 2010/Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül dönemleri için bir kat hesaplanacak vergi ziyaı cezaları ile gecikme faizleri ile 2010 yılı kurumlar vergisi açısından davacının şirket temsil görevinden ayrıldığı tarihe kadar düzenlenen sahte belge tutarları esas alınmak suretiyle hesaplanacak kurumlar vergisi ile üç kat vergi ziyaı cezasının ve gecikme faizine ilişkin kısmının kaldırılmasına bu kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu ödeme emrinde yer alan vergi ve cezaların içeriği ve nedenine yönelik iddiaların işbu davada incelemeyeceği, noksan beyan edilmekle zamanında tahakkuk etmesi önlenmiş olan geçici vergi üzerinden üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın aleyhe olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyiz istemine konu kısmının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.