Logo

Polis Memuru Zamanaşımı Sebebiyle Meslekten Çıkarma Cezasını Alamadı

📜 Danıştay Karar Künyesi

2. Daire – 2021/2507 – 2024/595 – 05.02.2024


🔎 Karar Özeti

İdare Mahkemesince verilen kararda, polis memurunun gerçek dışı rapor vermek suçundan kaynaklı meslekten çıkarma cezası almaya yönelik başvurusu incelenmiş ve zamanaşımı nedeniyle dava reddedilmiştir.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y İKİNCİ DAİRE Esas No : 2021/2507 Karar No : 2024/595 TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı VEKİLİ : … İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava Konusu İstem : Polis memuru olarak görev yapan davacı, Aydın İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde görev yaptığı dönemde M.B. isimli şahsın iletişiminin dinlenilmesi olayı ile ilgili olarak “Kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek ya da ettirmek” fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/12 maddesi uyarınca “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, suçun işlendiği tarih itibarıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesi uyarınca idarenin ceza verme yetkisine ilişkin zamanaşımı süresi dolduğundan dosyanın bu bölümünün işlemden kaldırılmasına ilişkin … günlü, … sayılı İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle dava açmıştır. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Beşinci Dairesinin 16/03/2017 günlü, E:2016/24421, K:2017/7740 sayılı bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda … İdare Mahkemesince verilen temyize konu kararla; M.B. isimli şahsın iletişiminin dinlenilmesi amacıyla tanzim edilen ve hakim kararına gerekçe olan iletişime müdahale talep formunda davacının imzasının bulunduğu, dinlenen kişilerin terör örgütü üyesi gibi gösterilmek suretiyle dinlenildiği; ancak İstihbarat Daire Başkanlığının … günlü, … sayılı yazısı ile M.B.’nin terör örgütleriyle ilgili herhangi bir ilişik kaydının bulunmadığı yönünde bilgi verildiği dikkate alındığında, söz konusu dinleme işlemlerinin iletişimin dinlenmesini gerektirecek bilgi ve emareler olmaksızın, dayanaktan yoksun gerekçeler gösterilerek gerçeğe aykırı belge düzenlemek suretiyle yapıldığı, kayıtlar üzerinde vatandaşların değişik terör örgütü üyeleri gibi gösterilmek suretiyle iletişimlere müdahale edildiği anlaşıldığından, davacının üzerine atılı fiili işlediğinin sübuta erdiği; ancak suçun işleniş tarihi itibarıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesi gereğince disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı görülmekle davacının sübut bulan eylemi nedeniyle bu eylemin karşılığı olan meslekten çıkarma cezası ile tecziye edilmesi gerekmekteyken, anılan hüküm uyarınca dosyanın bu bölümünün işlemden kaldırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, istihbari dinleme ile adli dinlemenin birbirinden farklı olduğu, tüm dinlemelerin mevzuata uygun olarak ve hakim kararıyla yapıldığı, iletişimin denetlenmesine ilişkin evrakın sahte belge olarak kabul edilemeyeceği; işlemin sebep, konu, maksat unsurları açısından hukuka aykırı olduğu, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün dayanağı olan Kanun maddesinin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği, dayanaksız kalan Tüzük uyarınca verilen cezanın hukuka aykırı olduğu, savunma hakkının kısıtlandığı, eksik soruşturma yapıldığı ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE : MADDİ OLAY : Aydın İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde terör örgütleri ve organize suçlarla mücadele kapsamında usulsüz dinlemeler yapıldığı iddialarının araştırılmasına yönelik İçişleri Bakanlığının 30/06/2014 günlü onayı doğrultusunda aralarında davacının da bulunduğu personel hakkında başlatılan soruşturmada; M.B. isimli şahsın 03/02/2011-03/08/2011 tarihleri arasında (üçer aylık dönemler halinde iki kez) … nolu GSM hattı üzerinden “çıkrar amaçlı organize suç örgütü mensupları ile irtibatlı olduğu, birlikte hareket ettiği, örgüt içerisinde yönetici olarak yer aldığı, …, ihalelere fesat karıştırdığı, kişilere haksız kazanç sağladığı, devleti zarara uğrattığı” gerekçesiyle iletişiminin dinlenmesine esas iletişime müdahale talep formunda davacının da imzasının bulunduğu, davacının iletişimin dinlenmesi ile ilgili hakim kararlarına gerekçe teşkil eden iletişime müdahale talep formunu imzalaması şeklindeki davranışıyla “Kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek” fiilini işlediği kanaatine varılarak getirilen teklif doğrultusunda İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararıyla Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/12 maddesi uyarınca “meslekten çıkarma” cezasıyla cezalandırılması gerekmekte ise de, suçun işlendiği tarih itibarıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesi uyarınca idarenin ceza verme yetkisine ilişkin zamanaşımı süresi dolduğundan dosyanın bu bölümünün işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan davayı açmıştır. İLGİLİ MEVZUAT : Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün (26/06/2015 günlü, 2015/7911 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki Tüzüğün 1. maddesiyle bu Tüzüğün adı “Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü” olarak değiştirilmiştir.) 8/12 maddesinde yer alan “Kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek” fiili, meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır. 08/03/2018 günlü, 30354 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 8. maddesinin, 6. fıkrasının (h) bendinde, “Kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek” fiili meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmış; Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 657 sayılı Kanun, 6413 sayılı Kanun ve 3201 sayılı Kanun ile 23/3/1979 tarihli ve 7/17339 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre resen veya yetkili disiplin kurullarınca verilmiş olan disiplin cezaları bu Kanun hükümleri uyarınca verilmiş addolunur.” hükmüne yer verilmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesinin 2. fıkrasında ise disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME : Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi, kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme de sahiptirler. Bu nedenle, disiplin cezası verilebilmesi için öncelikle isnat edilen kusurlu halin veya fiilin tespiti gerekmektedir. Kusurlu halin veya fiilin tespitinden kasıt ise, disiplin cezasına konu edilen fiil veya halin zamanı, yeri, şekli gibi tüm unsurlarının ortaya konulması, böylelikle fiilin kim tarafından, ne zaman, nerede ve ne şekilde işlendiğinin net ve açık bir şekilde belirlenmesidir. Belirtilen hususlarla birlikte; Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun, Karar Tarihi:02/07/2020, Başvuru Numarası:2016/14253 olan “Barış Baş” dosyasında verdiği kararın 56. paragrafında; “Ceza muhakemesi hukuku ve disiplin hukuku farklı kural ve ilkelere tabi disiplinlerdir. Disiplin hukuku kurumun iç düzenini korumayı amaçlayan ve bunun için kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine yönelik olarak uygulanacak yaptırımları ve bu yaptırımların uygulanmasındaki usul ve esasları düzenleyen bir hukuk alanıdır. Bazı hâllerde ise kamu görevlisinin fiili ceza hukuku kapsamında suç tanımına uymasının yanı sıra disiplin hukuku yönünden de sorumluluk gerektiren bir mahiyet taşıyabilir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Özcan Pektaş, B. No: 2013/6879, 2/12/2015, § 25; Kürşat Eyol, § 30).”; 57. paragrafında; “Cezai sorumluluğunun bulunmadığı tespit edilmiş veya ceza sorumluluğu ortadan kalkmış olsa dahi aynı olaylar nedeniyle -daha hafif bir ispat külfeti temelinde- kişi hakkında başka tür bir sorumluluğun tesis edilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır. Bu bağlamda ceza yargılamasına konu maddi olay ve olguların disiplin hukuku esasları çerçevesinde diğer kamu makamlarınca (idari/adli) ayrıca değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sonucunda ulaşılacak kanaate göre işlem/karar tesis edilmesi mümkündür (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Özcan Pektaş, § 25; Kürşat Eyol, § 30, Galip Şahin, § 48).”; 58. paragrafında ise; “Adli ve idari makamların kendi görev sınırlarını aşarak kişiyi suçlu ilan etmesi veya bu bağlamda birtakım çıkarımlarda bulunması masumiyet karinesinin ihlaline yol açabilir. Masumiyet karinesi kapsamındaki güvencelerin sağlanıp sağlanmadığının tespiti yapılırken ise kararın gerekçesinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir (Galip Şahin, § 48; M.I., B. No: 2012/1268, 30/12/2014, § 50). Bu kapsamda karar vericilerin kullandıkları dil kritik önem taşır (Mustafa Kıvrak, B. No: 2013/3175, 20/2/2014, § 36). Kamu makamlarının işlem ya da kararlarında belirttikleri gerekçeler veya kullandıkları dil nedeniyle bireye cezai sorumluluk yüklememeleri, ceza mahkemeleri tarafından suçlu bulunmamış bireyin masumiyeti üzerine gölge düşürülmesine sebebiyet vermemeleri gerekmektedir (Galip Şahin, § 47).” değerlendirmelerine yer verildiği görülmektedir. Bu bağlamda, yapılan soruşturma sonucunda disiplin cezası verilebilmesi için, suça esas fiilin sübuta erdiğine ilişkin tespitin, hukuken geçerli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delillere dayanması gerektiği; aksi durumda; Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve yargı kararları ile güvence altına alınmış bulunan masumiyet karinesinin ihlali sonucunun doğabileceği açıktır. Dava dosyasına sunulan belgeler ile Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden gerçekleştirilen incelemelerde; dava konusu işleme esas O.Ş. isimli kişinin iletişiminin dinlenilmesi ile ilgili olarak … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle resmi belgede sahtecilik suçundan davacı/sanık hakkında beraat kararı verildiği, anılan karara karşı Cumhuriyet Başsavcılığınca istinaf yoluna başvurulması üzerine ise … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı ek kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine -temyiz yolu açık olmak üzere- karar verildiği görülmektedir. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, davacıya isnat edilen fiilin aynı zamanda Ceza Kanunu bakımından da suç olduğu göz önüne alındığında; bu suça yönelik ceza yargılaması sonunda verilen beraat kararına ilişkin temyiz incelemesinde Yargıtayca davacı hakkında verilecek kararın sonucu da beklenilerek bakılan uyuşmazlıkta yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE, 2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu ilk kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA, 3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, 4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/02/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir