Logo

Kanuni Temsilcilik Sonrası Tahakkuk Eden Vergi ve Cezalardan Kaynaklanan Ödeme Emrinin İptali Yargı Yolu

📜 Danıştay Karar Künyesi

3. Daire – 2023/8359 – 2023/6077 – 21.12.2023


🔎 Karar Özeti

Ödeme emri içeriği kamu alacağının, kanuni temsilcilik görevi sona erdikten sonra verilen düzeltme beyannameleri uyarınca tahakkuk eden vergi ve cezalardan kaynaklandığı gerekçesiyle bozulan kararın temyizen incelenmesi reddedildi.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y ÜÇÜNCÜ DAİRE Esas No : 2023/8359 Karar No : 2023/6077 TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/… VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVACI) : … İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Temizlik İnşaat İthalat İhracat Dış Ticaret Limited Şirketi’nden alınamayan 2020 yılının Ocak ila Mart dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve fer’ilerinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağının, davacının kanuni temsilcilik görevi sona erdikten sonra verilen düzeltme beyannameleri uyarınca tahakkuk eden vergi ve kesilen cezalardan kaynaklandığı anlaşıldığından söz konusu beyannamelerin verildiği dönem ile borçların vade tarihlerinde kanuni temsilci sıfatı bulunmayan davacının takibinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçludan alınamayacağı anlaşılan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1. Temyiz isteminin reddine, 2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA, 3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi. (X)- KARŞI OY : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, davacının … tarih ve … sayılı Genel Kurul Kararıyla şirketteki hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığı ve kanuni temsilcilik görevinin sonra erdiği, ödeme emrine konu alacağın ise davacının kanuni temsilci sıfatının bulunduğu 2020 yılının Ocak ilâ Mart dönemlerine ilişkin olarak 24/12/2020 tarihinde verilen düzeltme beyannamelerine istinaden tahakkuk eden alacaklardan oluştuğu anlaşılmaktadır. Davacının kanuni temsilcilik görevinin sona ermesinden sonra verilen düzeltme beyannamesi davacının kanuni temsilcilik dönemini içermekte ise de bu durum tek başına sorumluluğu gerektirmez. 213 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca davacıya atfedilecek bir kusurun ortaya konulması gerekir. Bu bakımdan, davacının kanuni ödevlerini yerine getirip getirmediği araştırıldıktan sonra takibe konu alacağın doğmasında sorumluluğu olup olmadığı belirlenerek bir karar verilmesi gerektiğinden yazılı gerekçeyle ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararın bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyoruz.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir