Logo

İstanbul Sarıyer Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıkları Restorasyon Projesi Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

4. Daire – 2023/12933 – 2024/5794 – 17.10.2024


🔎 Karar Özeti

İstanbul Sarıyer’de korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları üzerinde yapılan restorasyon projesine ilişkin Danıştay kararında, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldı.


Karar İçeriği

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2023/12933 E.  ,  2024/5794 K. T.C. D A N I Ş T A Y DÖRDÜNCÜ DAİRE Esas No : 2023/12933 Karar No : 2024/5794 TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVACILAR) : … Mirasçıları 1-… 2- … 3- … VEKİLİ : Av. … İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: 22/07/1983 onanlı, 1/1000 ölçekli Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesi Uygulama İmar Planı’nda günübirlik tesis alanında kalan, boğaziçi öngörünüm bölgesinde bulunan ve üzerinde A Blok (yanmış köşk) ve B Blok (deniz hamamı) olmak üzere iki adet korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı (tescilli yapı) bulunan İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapıya ilişkin restorasyon projesinin, 11/06/2005 tarihli, 25842 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik’in 10. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İstanbul III No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna gönderilmesi talebiyle yapılan 04/10/2018 tarihli başvuru üzerine, “A Blokla ilgili yasal işlemler tamamlanarak plan kararı alınmadan B Bloktaki yapının kullanılmasına ve işletilmesine izin verilemez.” şeklindeki plan notu dikkate alınarak, imar durumunun plan tadilat çalışmaları tamamlandıktan sonra belli olacağının bildirilmesine ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile müteveffa davacı tarafından 21/11/2018 tarihinde İstanbul III No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne başvurularak restorasyon projesine ilişkin sürecin tamamlanmasının talep edilmesi üzerine, Koruma Bölge Müdürlüğünün 13/11/2018 tarihli yazısına istinaden tesis edilen ve müteveffa davacıya 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun ilgili hükümleri ile Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik’in 10. maddesinin ikinci fıkrasının, Danıştay Birinci Dairesinin 17/05/1993 tarih ve E:1993/60, K:1993/88 sayılı kararının ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin bildirilmesine ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünün… tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:… İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yaptırılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; …tarih ve … sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğü işleminde, İstanbul III Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu kararı doğrultusunda tescil eserinin (B blok) plana işlenerek parselde plan hükümlerinin sosyal donatı alanları ile ilgili bölümlerine uygulama yapılması, ayrıca A Blok’la ilgili yasal işlemlerin tamamlanarak plan kararı alınmadan B Blok’taki yapının kullanılmasına ve işletilmesine izin verilmeyeceğinin belirtildiği, …tarih ve… sayılı işlem ile 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun hem sonradan yürürlüğe giren kanun olması, hem de söz konusu alan için özel kanun olması itibarıyla öncelikle bu kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirtildiği, her iki işlem neticesinde dava konusu yer ile ilgili plan tadilatı çalışmalarının sonuçlanmaması nedeniyle imar durumunun düzenlenemediği, ana binadaki aykırılıklar nedeni ile yapının tamamının yıkımına ilişkin kesinleşmiş Mahkeme kararının bulunduğu, A Blok ile ilgili yasal işlemler tamamlanarak plan kararı alınmadan B Blok’taki yapının kullanılmasına ve işletilmesine izin verilemeyeceği ve deniz hamamı olarak adlandırılan yapının (B Blok), A Blok ile birlikte değerlendirilmesinin imar mevzuatı ve ilgili kanunlara uygun olduğu anlaşılmakla; tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; (müteveffa) davacı tarafından restorasyon projesinin Koruma Bölge Kuruluna iletilmesi istemiyle yapılan başvuru üzerine davalı idare tarafından, davaya konu olan binaların bulunduğu alanda imar planı tadilatı çalışmalarına başlanıldığı ve imar durumunun plan tadilatı çalışmalarından sonra belli olacağından dolayı taleplerin bu aşamada değerlendirilemeyeceğinin belirtildiği; ilk derece mahkemesi tarafından yaptırılan keşif sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda da bu husus dikkate alınarak (müteveffa) davacının talebinin imar planı tadilatı çerçevesinde değerlendirilmesi suretiyle bir değerlendirme yapıldığı ve ilk derece mahkemesi tarafından da bu rapor hükme esas alınabilecek nitelikte bulunarak davanın reddine karar verildiği; buna karşın ihtilaf konusu yapıların bulunduğu alanda imar planı tadilatı çalışmaları bulunmakta ise de; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerden plan tadilatı çalışmasının uzun süreden beri devam etmesine karşın halen sonuçlanmadığı hususu da dikkate alındığında, davalı idare tarafından davacının başvurusu üzerine halihazırda yürürlükte bulunan plan hükümlerine göre bir değerlendirme yapılarak davacının talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davacının talebinin sonuçsuz bırakılması anlamına gelecek ve konuyu sürüncemede bırakacak şekilde tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen kararda ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı, kesin olarak verilmiş ise de; 2577 sayılı Kanun’un 46/1-g hükmü uyarınca temyize tabi kabul edilmesi gerektiği; B Blok üzerinde davacının kat irtifakı ile malik olduğu, başkaca malikler de bulunduğundan, davacının tek başına dava açma hakkının bulunmadığı; davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının gerekçesinde, sadece dava konusu parselin plan tadilatının tamamlanmamış olması gerekçesine dayanılmadığı, ayrıca ana binadaki imar mevzuatına aykırılıklar nedeniyle A Blok ile ilgili yıkım kararlarının bulunduğu ve her iki yapının birlikte değerlendirilmesinin imar mevzuatına uygun olduğu hususuna da yer verildiği; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminde de davacı tarafından sunulan projenin, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu, meri plan ve mevzuat doğrultusunda incelendiğinde, uygun bulunmadığı için Koruma Bölge Kuruluna iletilmediği hususunun açıkça belirtildiği; 2960 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile getirilen özel düzenleme uyarınca Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulunun onayı gereken dava konusu parselin plan tadilatı çalışmalarının henüz sonuçlanmadığı; belirtilen nedenlerle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava devam ederken davacı …nun vefat ettiği, mirasçılık belgesi sunulan mirasçılar …, … ve…’nun davayı devam ettirdiği; görülmekte olan davada verilen kararın temyize tabi olmadığı; işin esasına geçilecek olursa, Bölge İdare Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, plan tadilatı çalışmalarının uzun süreden beri devam ettiği, buna karşın sonuçlandırılmadığı, yürürlükteki plan hükümlerine göre başvurunun sonuçlandırılması gerektiği; bu nedenle davalının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur. TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının Dairemiz kararı doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dördüncü ve Altıncı Daireleri müşterek heyetince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının kesin olarak verilmesine karşın, görülmekte olan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde belirtilen “…2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar”dan olduğu ve temyize tabi olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakta olup; 03/03/2023 tarihinde vefat eden davacı…’nun mirasçıları …, … ve… vekili Av….’in 06/09/2023 tarihinde … İdare Mahkemesi Başkanlığı kayıtlarına giren dilekçesinden; davaya devam etme yönünde beyanda bulunulduğu anlaşıldığından, …nun mirasçıları …, … ve …’nun davacı olarak alınmasına karar verilerek işin gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY : İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde 22/07/1983 onanlı, 1/1000 ölçekli Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesi Uygulama İmar Planı’nda günübirlik tesis alanında kalan, boğaziçi öngörünüm bölgesinde bulunan ve üzerinde A Blok (yanmış köşk) ve B Blok (deniz hamamı) olmak üzere iki adet korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli yapı bulunmaktadır. Uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerindeki yapılardan B Blok’un restorasyon projesinin, 11/06/2005 tarihli, 25842 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik’in 10. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İstanbul III No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna gönderilmesi talebiyle yapılan 04/10/2018 tarihli başvuru üzerine, “A Blokla ilgili yasal işlemler tamamlanarak plan kararı alınmadan B Bloktaki yapının kullanılmasına ve işletilmesine izin verilemez.” şeklindeki plan notu dikkate alınarak, imar durumunun plan tadilat çalışmaları tamamlandıktan sonra belli olacağı hususu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünün… tarih ve … sayılı işlemi ile bildirilmiştir. Müteveffa davacı tarafından 21/11/2018 tarihinde İstanbul III No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne başvurularak restorasyon projesine ilişkin sürecin tamamlanmasının talep edilmesi üzerine, Koruma Bölge Müdürlüğünün 13/11/2018 tarihli yazısına istinaden (müteveffa) davacıya 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun ilgili hükümleri ile Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik’in 10. maddesinin ikinci fıkrası, Danıştay Birinci Dairesinin 17/05/1993 tarih ve E:1993/60, K:1993/88 sayılı kararı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ise, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile bildirilmiştir. Bunun üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünün … tarihli … sayılı ve … tarihli … sayılı işlemlerinin iptali istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır. İLGİLİ MEVZUAT: 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun “Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları” başlıklı 6. maddesinde; “Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları şunlardır: a) Korunması gerekli tabiat varlıkları ile 19 uncu yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlar, b) Belirlenen tarihten sonra yapılmış olup önem ve özellikleri bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığınca korunmalarında gerek görülen taşınmazlar, c) Sit alanı içinde bulunan taşınmaz kültür varlıkları, d) Milli tarihimizdeki önemleri sebebiyle zaman kavramı ve tescil söz konusu olmaksızın Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ve tesbit edilecek alanlar ile Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kullanılmış evler. Ancak, Koruma Kurullarınca mimari, tarihi, estetik, arkeolojik ve diğer önem ve özellikleri bakımından korunması gerekli bulunmadığı karar altına alınan taşınmazlar, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı sayılmazlar. Kaya mezarlıkları, yazılı, resimli ve kabartmalı kayalar, resimli mağaralar, höyükler, tümülüsler, ören yerleri, akropol ve nekropoller; kale, hisar, burç, sur, tarihi kışla, tabya ve isihkamlar ile bunlarda bulunan sabit silahlar; harabeler, kervansaraylar, han, hamam ve medreseler; kümbet, türbe ve kitabeler, köprüler, su kemerleri, su yolları, sarnıç ve kuyular; tarihi yol kalıntıları, mesafe taşları, eski sınırları belirten delikli taşlar, dikili taşlar; sunaklar, tersaneler, rıhtımlar; tarihi saraylar, köşkler, evler, yalılar ve konaklar; camiler, mescitler, musallalar, namazgahlar; çeşme ve sebiller; imarethane, darphane, şifahane, muvakkithane, simkeşhane, tekke ve zaviyeler; mezarlıklar, hazireler, arastalar, bedestenler, kapalı çarşılar, sandukalar, siteller, sinagoklar, bazilikalar, kiliseler, manastırlar; külliyeler, eski anıt ve duvar kalıntıları; freskler, kabartmalar, mozaikler, peri bacaları ve benzeri taşınmazlar; taşınmaz kültür varlığı örneklerindendir. Tarihi mağaralar, kaya sığınakları; özellik gösteren ağaç ve ağaç toplulukları ile benzerleri; taşınmaz tabiat varlığı örneklerindendir.” hükmüne; “Tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinde “Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespiti, Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili ve faaliyetleri etkilenen kurum ve kuruluşların görüşü alınarak yapılır. Yapılacak tespitlerde, kültür ve tabiat varlıklarının tarih, sanat, bölge ve diğer özellikleri dikkate alınır. Devletin imkanları gözönünde tutularak, örnek durumda olan ve ait olduğu devrin özelliklerini yansıtan yeteri kadar eser, korunması gerekli kültür varlığı olarak belirlenir. Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili yapılan tespitler koruma bölge kurulu kararı ile tescil olunur…Tescil kararları, tescil olunan taşınmazın kadastral bilgileri ile birlikte, tapu siciline şerh düşülmek üzere ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir…” hükmüne; “Yapı esasları” başlıklı 18. maddesinde ise, “orunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının gruplandırılması, maliklerinin müracaat tarihinden itibaren üç ay içinde koruma bölge kurulunca yapılır. Gruplandırılan taşınmaz kültür varlıkları, tapu kütüğünün beyanlar hanesine kaydedilir. Gruplandırma yapılmadıkça, onarım ve yapı esasları belirlenemez. Tescilli taşınmaz kültür varlıklarının rölöve, restorasyon ve restitüsyon projeleri ve bunların uygulanmasında restoratör mimar veya mimarın bulunması zorunludur. Bunlardan I. grup kapsamında olanların rölöve, restorasyon ve restitüsyon projelerinin uygulama çalışmaları, yapının özelliğine göre kalem işleri, ahşap, demir, taş işleri ve restorasyon konularında uzmanlaşmış kişilerce yapılır. Sit alanları, korunması gerekli kültür varlıkları ve bunların koruma alanlarında onaylı plân ve proje dışı uygulama yapan veya yapılmasına yol açan sorumlularının, koruma bölge kurulları ile ilgili konularda plân ve proje düzenlemesi ve uygulama sorumluluğu yapması beş yıl süre ile yasaklanır. Uygulama sorumlularının denetimi, ilgili belediye veya valilikçe yapılarak aykırı hareket edenler, Bakanlığa ve ilgili meslek odasına bildirilir. Proje uygulanması safhasında herhangi bir nedenle uygulama sorumlusunun ayrılması halinde bu husus Bakanlığa bildirilir, yenisi tayin edilmedikçe uygulamaya devam edilemez. Yapı esasları, denetim ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikle belirlenir. Mahalli idareler, taşınmaz kültür varlığı parselinde, ek veya eklenti suretiyle yapılacak veya yeni inşa edilecek yapılara ait koruma bölge kurulunca verilen kararlarda veya onaylanmış kültür varlığı projelerinde değişiklik yapamazlar. Ancak, inşa edilecek yapının fen ve sağlık şartlarının mevzuata uygunluğunu kontrol ederler. Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı parselleri, taşınmaz kültür varlıklarının mahiyetine tesir edecek şekil ve surette ayrılamaz ve birleştirilemez. Sokak sağlıklaştırma proje ve uygulamalarına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. 11/06/2015 tarih ve 25842 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Korunması Gerekli Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik’in “Yapıların fen ve sağlık şartlarına uygunluğu” başlıklı 10. maddesinde “İlgili idareler; taşınmaz kültür varlığı parselinde ek veya eklenti suretiyle yapılacak yapılar, sit alanı veya koruma alanı içinde yeni inşa edilecek yapılar ve taşınmaz kültür varlıklarının restorasyonu ile ilgili olarak koruma bölge kurulu tarafından onaylanmış projelerde değişiklik yapamazlar. Ancak, inşa edilecek yapının fen ve sağlık şartlarının mevzuata uygunluğunu kontrol ederler. Koruma bölge kurulunca değerlendirilmesi gerekli projeler, öncelikle imar mevzuatına uygunluğu açısından ilgili idarece en geç otuz gün içinde incelenir, uygun bulunanlar idarenin görüşleriyle birlikte koruma bölge kurulu müdürlüğüne gönderilir. Bakanlık ile Vakıflar Genel Müdürlüğü, kültür varlıklarının onarımına yönelik hazırladıkları rölöve, restitüsyon, restorasyon projelerini koruma bölge kurulunda değerlendirilmek üzere doğrudan koruma bölge kurulu müdürlüğüne gönderir. Sit alanı içinde veya korunma alanında kalan ve parsel ölçeğinde olup koruma bölge kurulunca onaylı projesiyle yapılaşma izni alan uygulamaların denetimi; Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları, Proje Büroları ile Eğitim Birimlerinin Kuruluş, İzin, Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik kapsamında gerçekleştirilir. Uygulama sonucu belgeler ile birlikte koruma bölge kurulu müdürlüğüne iletilir. İlgili idareler, yapıların fen ve sağlık şartlarına uygun tasarlanmadığını ya da hazırlanan restorasyon projelerinde sağlık şartlarına uygun olmayan hususlar bulunduğunu belirlediğinde, gerekli düzeltmelerin yapılması için gerekçeli kararını proje müellifine bildirir ve gerekli düzeltmeleri yapması istenir. İstenen değişiklikler taşınmaz kültür varlıklarının koruma bölge kurullarınca onaylı restorasyon projelerinde değişiklik gerektiriyorsa, proje müellifince gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra tekrar koruma bölge kurulu onayı alınır. 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun “İmar planlarının yapılması, onayı ve tadili” başlıklı 10. maddesinde; “”Geri görünüm” bölgesinde Taban Alan Kat Sayısı (T.A.K.S.) azami % 15 ve 4 katı (H = 12.50 m. irtifaı), “Etkilenme” bölgesinde ise gene Taban Alanı Kat Sayısı (T.A.K.S.) % 15 ve 5 katı (H = 15.50 m. irtifaı) geçmemek şartı ile konut yapılabilir. Daha önce belediyeye bilabedel terk edilmiş veya edilecek olan alanlar bu hesaba dahil edilir. Hesabat brüt alan üzerinden yapılır 1/1/1982 den sonra alınmış “Yüksek Anıtlar Kurulunun” kararları ile 22/7/1983 onay tarihli planda kazanılmış haklar saklıdır. Ancak, kat alanı ve irtifa ne olursa olsun İmar Kanununun ilgili maddelerine göre yapı sahipleri ruhsat ve iskan alma mecburiyetinde olup, bu işlemler yalnızca ilgili İlçe Belediye Başkanlıklarınca avan ve tatbikat projelerine göre verilir. Gerekli görüldüğü takdirde “Boğaziçi Alanı” için yapılan planların revize edilmesi “geri görünüm” ve “etkilenme” bölgelerinde 3030 sayılı Kanuna göre, “sahil şeridi” ve “öngörünüm” bölgelerinde İstanbul Büyük Şehir Belediyesince hazırlanarak Belediye Meclisinin kararı ve Belediye Başkanının onayından sonra “Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu” onayı ile yürürlüğe girer. İlgili kamu kurum ve kuruluşları ile meslek kuruluşları, Büyük Şehir Belediye Başkanlığında bir ay süre ile ilan edilen “Sahil Şeridi” ve “Öngörünüm” bölgeleri ile ilgili planlara itiraz edebilir. Ancak, itirazlar yürürlüğü durdurmaz. Belediye Başkanlığı planı itirazları ile inceler ve görüşünü de ekleyerek Belediye Meclisine sunar. Belediye Meclisi durumu bir ay içinde inceleyerek karara varır. Netice, Büyük Şehir Belediye Başkanının ve Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulunun onayı ile kesinleşir. Plan değişiklikleri de aynı usule göre yapılır. Boğaziçi İmar Müdürlüğünün bütçesi, personeli ve gelirleri de İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığına aktarılır.” hükmü yer almaktadır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın incelenmesinden; 22/07/1983 onanlı, 1/1000 ölçekli Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesi Uygulama İmar Planı’nda günübirlik tesis alanında kalan, boğaziçi öngörünüm bölgesinde bulunan ve üzerinde A Blok (yanmış köşk) ve B Blok (deniz hamamı) olmak üzere iki adet korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı (tescilli yapı) bulunduğu anlaşılan İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, … Mahallesi, …ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapıya ilişkin restorasyon projesi kapsamında, 11/06/2005 tarihli, 25842 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik’in 10. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İstanbul III No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna gönderilmesi talebiyle yapılan 04/10/2018 tarihli başvurunun yapıldığı; söz konusu başvuru üzerine, “A Blokla ilgili yasal işlemler tamamlanarak plan kararı alınmadan B Bloktaki yapının kullanılmasına ve işletilmesine izin verilemez.” şeklindeki plan notu dikkate alınarak, imar durumunun plan tadilat çalışmaları tamamlandıktan sonra durumun belli olacağının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünün… tarih ve … sayılı işlemi ile bildirildiği; ayrıca (müteveffa) davacı tarafından 21/11/2018 tarihinde İstanbul III No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne başvurularak restorasyon projesine ilişkin sürecin tamamlanmasının talep edilmesi üzerine, Koruma Bölge Müdürlüğünün 13/11/2018 tarihli yazısına istinaden tesis edilen ve davacıya 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun ilgili hükümleri ile Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik’in 10. maddesinin ikinci fıkrasının, Danıştay Birinci Dairesinin 17/05/1993 tarih ve E:1993/60, K:1993/88 sayılı kararının ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünün …tarih ve … sayılı işlemi ile bildirildiği görülmektedir. Uyuşmazlıkta; temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının kaldırıldığı ve plan tadilatı çalışmasının uzun süreden beri devam etmesine karşın halen sonuçlanmadığı hususu dikkate alındığında, davalı idare tarafından davacının başvurusu üzerine halihazırda yürürlükte bulunan plan hükümlerine göre bir değerlendirme yapılarak davacının talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davacının talebinin sonuçsuz bırakılması anlamına gelecek ve konuyu sürüncemede bırakacak şekilde tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği görülmekte ise de; imar plan notunda “A Blokla ilgili yasal işlemler tamamlanarak plan kararı alınmadan B Blok’taki yapının kullanılmasına ve işletilmesine izin verilemez.” ibaresinin yer aldığı, İdare Mahkemesince yaptırılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu uyarınca öngörünüm bölgesinde kalan dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve deniz hamamı olarak adlandırılan B Blok’un, A Blok ile birlikte değerlendirilmesinin imar mevzuatı ve kanunlara uygun olduğu yolunda görüş bildirildiği; öte yandan davalı idare tarafından savunma dilekçesi ekinde sunulan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğünce, İstanbul III Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne hitaben yazılan… tarih ve … sayılı yazıda ise, dava konusu B Blok ile ilgili sunulan projenin, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu, meri plan ve mevzuat doğrultusunda uygun bulunmadığı hususunun belirtildiği anlaşılmakta olup; 11/06/2015 tarih ve 25842 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Korunması Gerekli Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik’in “Yapıların fen ve sağlık şartlarına uygunluğu” başlıklı 10. maddesi uyarınca koruma bölge kurulunca değerlendirilmesi gereken projenin, imar mevzuatına uygunluğunu yürürlükte bulunan plan ve plan notu hükümleri dikkate alınarak değerlendiren dava konusu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğü işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen nedenlerle; dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış olup; davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Temyiz isteminin kabulüne, 2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, 3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 17/10/2024 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir