📜 Danıştay Karar Künyesi
13. Daire – 2019/4355 – 2022/4584 – 06.12.2022
🔎 Karar Özeti
Danıştay, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu uyarınca verilen idari para cezasının, tebligat usulüne aykırı olarak kesinleşmeden tahsil edilmesinin hukuka uygun olmadığını belirterek, ilgili idare mahkemesi kararını onayladı.
Karar İçeriği
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/4355
Karar No:2022/4584
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol Ürünleri Bilgisayar İletişim Tarım İnşaat ve Danışmanlık Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) tarafından 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu uyarınca verilen 120.000,00-TL idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce Dairemizin 01/10/2018 tarih ve E:2012/1774, K:2018/2652 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren, 19 Aralık 2006 tarih ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5560 sayılı Kanun ile bazı maddeleri değiştirilen 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer Kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; 17. maddesinin 3. fıkrasında, 5018 sayılı Kamu Mali Kontrol Kanunu’na ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri tarafından verilen idarî para cezalarının Genel Bütçeye gelir kaydedileceği; 4. fıkrasında ise, Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idarî para cezalarına ilişkin kesinleşen kararların, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığı’nca belirlenecek tahsil dairelerine gönderileceği kuralının yer alıdığı;
5015 sayılı Kanun’un 08/02/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 19. maddesinde, “…. Cezalar tahsil edilinceye kadar, mahkeme kararı ile ilgililerin varlıklarına tedbir konulabilir…. Kurulun ceza vermesinde zamanaşımı süresi, ihlâlin ve/veya olayın meydana geliş tarihinden itibaren beş yıldır….. Ay içinde tahsil edilen idarî para cezaları müteakip ayın yirminci iş günü sonuna kadar irat kaydedilmek üzere Hazineye devrolunur….. İdarî para cezalarının tahakkuk tarihini izleyen otuz gün içerisinde ödenmemesi hâlinde, cezanın ilgili vergi dairesi aracılığı ile tahsili sağlanır. Tahsilatta 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır…. İdarî para cezalarının miktarları her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi uyarınca belirlenen yeniden değerlendirme oranında artırılmak suretiyle uygulanır….” hükmü yer almakta iken, anılan hükmün 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 522. maddesi ile yeniden düzenlendiği ve madde metninde daha önce yer alan tahsil, zamanaşımı, artırım hükümlerine yer verilmediği gibi, gerek bu yeni düzenlemede, gerek 5728 sayılı Kanun’da, Kurulca daha önce verilen idarî para cezalarının tahsilinde eski hükümlerin geçerli olacağı yönünde bir hükme de yer verilmediği, 5728 sayılı Kanun’un gerek genel, gerek madde “Gerekçe”sinde bu değişikliklerin nedeni, “İdarî yaptırım kararlarının tebliği, kesinleşmesi, takip ve tahsili ile zamanaşımı konuları Kabahatler Kanunu’nun genel hükümler kısmında ayrıntılı olarak düzenlendiğinden buna ilişkin düzenlemelere madde metninde yer verilmemiştir.” ifadelerine yer verilerek açıklandığı, bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca ilgililere verilen idarî para cezalarının takip ve tahsilinde 5326 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı ve anılan Kanun’un yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca genel bütçeye gelir kaydedilen idarî para cezalarının kesinleşmeden takip ve tahsil edilemeyeceği;
Bu durumda, dava konusu ödeme emrine esas teşkil eden idarî para cezasına ilişkin Kurul kararının davacıya tebliğ edilemediği dikkate alındığında 7201 sayılı Kanun’daki usul izlenerek adres araştırması yapılması ve bütün araştırmalara rağmen tebligat yapılacak bir adrese ulaşılamaması hâlinde adresin meçhul olduğu değerlendirilip ilanen tebligat usulünün uygulanması gerekirken, bu yol izlenilmeden, muhatabın adresten ayrıldığı belirtilerek tebliğ yapılamaması üzerine ilanen tebligata çıkıldığı, ilanen tebligat şartları oluşmadan ilanen tebligat yapılmasının aktarılan mevzuat hükümlerine aykırı olduğu, dolayısıyla kesinleşmeyen idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu ödeme emrinin 6183 sayılı Kanun’un 55. maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak düzenlendiği, idari para cezasının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından verildiği, dolayısıyla davacı tarafından ileri sürülen hususların bu kurumun taraf olduğu davada ileri sürülmesi gerektiği, idari para cezasına karşı dava açılmadığı, bu aşamadan sonra yargı mercilerinde borcun (cezanın) oluşumu itibarıyla anlaşmazlık çıkarılmasının mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 06/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.