Danıştay Kararı: Terör Olayları Nedeniyle Göç Eden Kişinin Zarar Tazminatı Talebi Değerlendirildi
📜 Danıştay Karar Künyesi
10. Daire – 2022/6128 – 2023/4537 – 18.09.2023
🔎 Karar Özeti
Danıştay 10. Dairesi, terör olayları nedeniyle göç eden kişinin zarar tazminatı talebini değerlendirerek İdare Mahkemesi kararını onamıştır.
Karar İçeriği
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2022/6128 E. , 2023/4537 K. T.C. D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2022/6128 Karar No : 2023/4537 TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Valiliği / … VEKİLİ: Av. … KARŞI TARAF (DAVACI): … VEKİLİ: Av. … İSTEMİN_KONUSU: Davacı tarafından; Şırnak ili, Beytüşşebap ilçesi, … köyünde ikamet etmekte iken yörede meydana gelen terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığı ve halen köye dönemediğinden bahisle malvarlığına ilişkin olarak uğradığını ileri sürdüğü zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yapılan başvurunun kısmen kabul edilerek davacıya 1.815,80 TL önerilmesine ilişkin Şırnak Valiliği Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince daha evvel davanın reddine ilişkin verilen kararın Danıştay Onuncu Dairesinin 14/11/2019 tarih ve E:2019/1635, K:2019/7875 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davalı idare tarafından, Komisyonun vermiş olduğu kararın kanuna ve hukuka uygun olduğu, davacı tarafça komisyonun vermiş olduğu kararın aksini kanıtlayacak hukuken kabul edilebilir herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı hususları belirtilerek İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davacı tarafından savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME: İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Her ne kadar … İdare Mahkemesince, temyize konu kararın gerekçesinde “zarar tazmini cihetine gidilecekse şayet, Danıştay 10.Dairesinin güncel içtihatları da dikkate alınarak yalnızca başvuru tarihinden geriye doğru bir yıllık döneme isabet eden zararların karşılanacağı hususunun unutulmaması gerekmektedir.” ifadesine yer verilmişse de, Dairemizin bu konudaki içtihatının aşağıda açıklanan noktaya geldiği aşikardır. Nitekim, bakılan uyuşmazlıkla aynı konuda Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru üzerine verilen Anayasa Mahkemesinin 28/07/2022 tarih ve 2021/11655 Başvuru Numaralı kararında, “…Somut olayda zarar konusu olay başvurucunun mülküne ulaşmasına izin verilmemesidir. Mülke ulaşamama süregelen bir müdahale niteliğindedir. Diğer bir ifadeyle mülke erişimin kısıtlanması devam ettiği sürece başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahale de varlığını koruyacaktır. Anlık müdahalelerde 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen sürelerin müdahale tarihinden itibaren başlatılması makuldür. Buna karşılık süregelen müdahalelerde müdahale için spesifik ve tek bir tarihten söz edilemez. Süregelen müdahale -kesinti söz konusu olmadıkça- her an devam eden müdahaledir. Bu sebeple süregelen müdahalede zarar konusu olay için somut bir tarih belirlenemez (demir yolu hattından kaynaklanan titreşimler sebebiyle evde hasar oluşmasına ilişkin olarak yapılan benzer bir değerlendirme için bkz. Atay Elden, B. No: 2019/16301, 3/2/2022, § 53). Dolayısıyla bu tür müdahalelerde 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen sürelerin müdahalenin kesildiği tarihten itibaren başlatılması gerekir.” denilmektedir. Buna göre, süregelen müdahale (uyuşmazlık bakımından davacının mülküne ulaşmasına izin verilmemesi) ile bu müdahale nedeniyle uğranılan zarar kesintiye uğramadığı sürece, zararın tazminine yönelik başvuru için nihai bir tarih bulunduğundan söz edilemeyeceğinin kabulü gerekmektedir. Bu itibarla, süregelen müdahaleler sonucu oluşan ve buna bağlı olarak süregelen nitelik arz eden zararlarda, 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen sürelerin (60 gün – 1 yıl) uygulanması, ancak kesinti meydana gelmesi halinde mümkün olabilecek; başka bir anlatımla, müdahale ve zarar devam ettiği sürece başvuru süresinin geçirildiğinden bahisle süre aşımı söz konusu olmayacaktır. Bu çerçevede yapılan inceleme neticesinde, davacı tarafından, davalı idareye yapılan 26/01/2006 tarihli başvuru ile, 1994 yılında meydana gelen terör olayları nedeniyle köyünü terk etmek zorunda kaldığı, halen köyüne geri dönemediğinden bahisle oluşan zararlarının da 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmininin istenildiği; dosyada bulunan bilgi ve belgelerden, davacının mal varlığına ulaşamama durumunun başvuru tarihi itibarıyla devam ettiği, diğer bir ifadeyle davacının mülküne ulaşmasına izin verilmemesine yönelik müdahalenin kesintiye uğramadığı, dolayısıyla davacının talep ettiği zararın devam eden / süregelen zarar olduğu dikkate alındığında; söz konusu zararının tazminine yönelik başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda, dava konusu işlemin iptali yolunda karar veren İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE, 2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, 3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istem halinde iadesine, 4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.