Danıştay Kararı: İdare Mahkemesi Kararı Usule Aykırı Bulundu ve Bozuldu
📜 Danıştay Karar Künyesi
13. Daire – 2023/3843 – 2024/5100 – 28.11.2024
🔎 Karar Özeti
Danıştay’dan çıkan karara göre, İdare Mahkemesi’nin duruşma yapmaksızın verdiği kararın usule aykırı olduğu belirtilmiş ve Bölge İdare Mahkemesi kararı bozulmuştur.
Karar İçeriği
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2023/3843 E. , 2024/5100 K. T.C. D A N I Ş T A Y ONÜÇÜNCÜ DAİRE Esas No:2023/3843 Karar No:2024/5100 TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık A.Ş. VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu VEKİLİ : Av. … İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “… ” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 07/06/2022 tarihinde saat 19:59’da yayınlanan “…” adlı programda 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan; “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz.” şeklindeki yayın ilkesinin ihlal edildiğinden bahisle 38.460,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu programda dava konusu işleme esas teşkil eden diyaloglarda; ”… RTÜK bu kestiği cezalardan elde ettiği paraları nereye harcıyor? Merak ettik nereye harcıyormuş? Tabi birçok yere harcıyor ama bir tanesi çok enteresan, Vallahi 2 milyon 800 bin lirayı, RTÜK yaklaşık 2 milyon 900 bin lirayı yurt dışında Medya Okuryazarlığı Çalıştayları düzenlemiş.”, “Tam altı tane çalıştay düzenlenmiş iktidarın baskı ve sansür aracı gibi adeta işleyen RTÜK buralara 2 milyon, yaklaşık 2 milyon 900 bin 800 küsur bin lira para harcamış. Peki ne olmuş? Sayıştay denetimine takılmış bu.”, “Değerli seyirciler sizden alınan paralar. Yani sizden alınan derken işte …’i izlediğiniz için bize kesilen cezaların nereye gittiği belli. Buralara harcanıyor. Belgrad’da medya okuryazarlığı.”, “Ya ne çalışmışlar sevgili Yanardağ? Ne çalışmışlar?”, “Belli değil Hocam. Yani ortada bir belge yok.”, “Toplam harcamaları 2 milyon 800 bin lira gibi. Ne tesadüf, …’e kestikleri toplam cezayla hemen hemen aynı. 2 milyon 700….'” şeklinde ifadelere yer verildiği, bu ifadelerle Kurulca yayıncı kuruluşlara verilen cezaların tahsil edildiği ve bu paraların dünyanın farklı yerlerindeki şehirlerde düzenlenen çalıştaylar için harcandığı, bu paralardan harcırah ödemesi yapıldığı algısı oluşturulmaya çalışıldığı, oysaki tüm bireylerin kolaylıkla erişim sağlayabilecekleri, yasal düzenlemelere bakılmadan, herhangi bilgi, belge ve kanıt gösterilmeden, maddi bir gerçekliğe dayanmadan tamamen şahsi kanaatle bir değerlendirmede bulunularak kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği, soruşturulması mümkün olan bir haberle ilgili gerekli özen gösterilmeden yeterli araştırma yapılmadan ve kanıt sunulmadan yapılan bu açıklamaların kamusal sorumluluk anlayışıyla bağdaşmadığı gibi tarafsızlık, gerçeklik, doğruluk ve soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamayacağı ilkesiyle de bağdaşmadığı gerekçesiyle 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlal edildiğinden bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği, davacı tarafından dava dosyasına sunulan Sayıştay raporlarında harcırahlara ilişkin yer verilen tespitlerin diyalogda geçtiği gibi davalı kurumca düzenlenen Medya Okuryazarlığı Çalıştaylarına katılanlara yönelik olduğuna dair bir bilgi mevcut olmadığı gibi bahsedilen çalıştayların 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin olduğu ancak Sayıştay raporlarının 2021 ve 2022 yıllarından önceki dönemlere ait olduğunun görüldüğü, haber aktarımında doğruluk ve gerçekliğin haberciler açısından sorumluluk ifade ettiği, bu sorumluluk kapsamında doğruluğu teyit edilmeden yayın yapılmaması ve buna ilişkin denetim mekanizmasının oluşturulması ve kamuoyunda yanlış algıların oluşmasına sebebiyet verilmemesi gerekeceğinden, haber içeriğinin doğruluğu teyit edilmeden yoruma dayalı tespitlerden yola çıkılarak, gerçeklik ve doğruluk ilkeleri esas alınmadan yapılan yayın dolayısıyla idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, delillerin takdirinde hataya düşüldüğü, yayında yer alan Kurulca Medya Okuryazarlığı Çalıştayı düzenlendiği yönündeki bilginin Kamu İhale Kurumunca yapılan duyurulardan edinildiği, Kurul üyelerinin usulsüz harcırah aldıkları yönündeki bilginin ise Sayıştay Denetim Raporu ve Sayıştay … Dairesinin kararından alındığı, dolayısıyla yayında yer alan her iki konunun da resmi kaynaklı bilgilerin aktarılması niteliğinde olduğu, çalıştayların Sayıştay denetimine takıldığı yönündeki bilgi doğru olmasa da, söz konusu hatanın esaslı bir hata olmadığı, bir değerlendirme hatasının yayının bütününü hukuka aykırı hale getirmediği, Kurulun yaptığı harcamaların basın tarafından denetlenmesinin yerinde olduğu, Mahkeme kararında tüm iddiaları hakkında hüküm kurulmadığı, idari para cezasının hangi nedenle üst sınırdan takdir edildiğinin somut bilgi ve belgelerle ortaya konulması gerektiği, dava konusu Kurul kararının gerekçesiz olduğu ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu yayında yer alan ifadeler ile kamuoyunda yanlış bir algı yaratılmaya çalışıldığı, idari para cezalarının mevzuat gereği Genel Bütçeye gelir olarak kaydedilmesine karşın bu tahsilatların Kurulca harcandığı ve bu paralardan harcırah ödemesi yapıldığı iddia edilerek gerçeğe aykırı yayın yapıldığı, dava konusu yayının ödev ve sorumluluk bilinci anlayışına aykırı olarak yapıldığı, idari para cezasının üst sınırdan uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, Kurul kararının gerekçeli olduğu, Sayıştay Denetim Raporunun Kurul Üyelerinin harcırahlarına dair kısmının dava konusu olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE: USUL YÖNÜNDEN: Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının temel unsurlarından biri de Anayasa’nın 141. maddesinde düzenlenen “yargılamanın açık ve duruşmalı” yapılması ilkesidir. Yargılamanın açıklığı ilkesinin amacı, yargısal mekanizmanın işleyişini kamu denetimine açarak yargılama faaliyetinin saydamlığını güvence altına almak ve yargılamada keyfiliği önlemektir. Bu yönüyle, hukuk devletini gerçekleştirmenin en önemli araçlarından biridir. Adil yargılanma hakkının düzenlendiği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesindeki “aleni yargılamanın” varlığı, zorunlu olarak “sözlü yargılama” hakkını da içerir. Bununla birlikte, bu hak mutlak olmayıp 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda idari yargılamanın özellikleri gözetilerek öngörülen duruşmaya ilişkin kurallar çerçevesinde değerlendirme yapılmalıdır. 2577 sayılı Kanun’un 17. maddesinin birinci fıkrasında, “Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve yirmibeşbin Türk Lirasını aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmibeşbin Türk Lirasını aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. İdare Mahkemesince, dava dilekçesinde istemde bulunulmasına rağmen duruşma yapılmaksızın karar verilmiş ise de 2577 sayılı Kanun’un 17. maddesinde iptal davaları bakımından duruşma yapılması için belirli bir miktar sınırının öngörülmediği, bakılan uyuşmazlığın da bir iptal davası olduğu gözetildiğinde, taraflardan birinin istemi halinde duruşma yapıldıktan sonra karar verilmesi gerektiği açıktır. Bu durumda Mahkemece davacının duruşma istemi göz önünde bulundurulmadan karar verilmesi, 2577 sayılı Kanun’un 17. maddesinin açık ve emredici kuralına aykırı olduğundan, duruşma yapılmaksızın verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır. Ayrıca, dava konusu Kurul kararının oy çokluğu ile alındığı görüldüğünden, uyuşmazlığın çözülmesine yönelik olarak kararda karşı oyu olduğu belirtilen Kurul üyesinin gerekçeli muhalefet şerhinin onaylı bir örneğinin davalı idareden istenilmesi ve davacıya tebliği neticesinde bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. Öte yandan, bozma kararı üzerine yeniden karar verileceğinden, davacının ve davalının esasa ilişkin temyiz iddialarının bu aşamada incelenmesine gerek bulunmamaktadır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Davacının temyiz isteminin kabulüne; 2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 28/11/2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.