CMK 289 Madde Kapsamında Hukuka Aykırılık Durumları
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 289. maddesi, temyiz sürecinde dikkate alınması gereken hukuka kesin aykırılık hallerini düzenler. Bu madde, adil yargılanma hakkının korunması açısından büyük önem taşır. Mahkemelerin kuruluş ve işleyişinden delillerin değerlendirilmesine kadar pek çok konuda olası hukuka aykırılıkları içerir. Bu yazıda, CMK 289 madde kapsamındaki hukuka aykırılık durumları ve bu durumların günlük hayatta karşımıza çıkabilecek örnekler üzerinden açıklanması amaçlanmaktadır.
Hukuka Aykırılık Halleri ve Günlük Hayattaki Yansımaları
CMK’nın 289. maddesi, mahkemenin usulüne uygun teşekkül etmemesi, yasaklı hakimin hükme katılması gibi durumlar başta olmak üzere, bir dizi hukuka aykırılık halini tanımlar. Örneğin, bir trafik kazası davasında, davaya bakması gereken mahkemenin yerine yetkisi olmayan bir mahkemenin karar vermesi, bu maddenin d bendine göre hukuka kesin aykırılık teşkil eder. Benzer şekilde, bir hırsızlık davasında, savunmanın mahkeme tarafından sınırlandırılması h maddesi kapsamında değerlendirilebilir.
Temyiz Sürecinde Hukuka Aykırılık Hallerinin Önemi
CMK 289, temyiz sürecinde, hükme etkisi olan kesin hukuka aykırılık hallerinin temyiz merciince re’sen gözetilmesini öngörür. Bu, temyiz başvurusunda belirtilmese bile, bu hallerin temyiz incelemesi sırasında dikkate alınacağı anlamına gelir. Örneğin, bir emlak dolandırıcılığı davasında, mahkeme kararının gerekçesiz olması g bendine göre mutlak bir bozma nedenidir. Bu durum, temyiz merciinin, hükümdeki bu tür bir eksikliği temyiz dilekçesinde belirtilmemiş olsa dahi göz önünde bulundurması gerektiğini gösterir.
Pratikte Karşılaşılan Hukuka Aykırılık Örnekleri
Yargıtay kararları, CMK 289 maddesi kapsamında çeşitli hukuka aykırılık örneklerini içerir. Örneğin, bir avukatın son duruşmaya katılmadan karar verilmesi veya duruşmanın kapalı yapılmasına rağmen hükmün açık duruşmada okunmaması gibi durumlar, bu madde kapsamında değerlendirilebilir. Bu tür durumlar, temyiz merciinin, hukuka aykırılığın hükme etkisi olduğunu kabul ederek kararı bozması gerektiğini ortaya koyar.
Sonuç: CMK’nın 289. maddesi, adil yargılanma hakkının korunması açısından temel bir öneme sahiptir. Mahkemelerin ve yargı sürecinin usulüne uygun işlemesini sağlayan bu madde, temyiz sürecinde hukuka aykırılık hallerinin belirlenmesi ve giderilmesi açısından kritik bir role sahiptir. Günlük hayattan alınan örneklerle de görüldüğü üzere, bu hükümler, yargılama sürecinin adil ve hukuka uygun bir şekilde yürütülmesini sağlamak için vazgeçilmezdir.