Logo

Avukatlık Disiplin Kurulu Kararının Temyizi Hakkında Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

8. Daire – 2023/3810 – 2023/3486 – 23.06.2023


🔎 Karar Özeti

Avukatlık Disiplin Kurulu Kararının Temyizi Hakkında Danıştay Kararı


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y SEKİZİNCİ DAİRE Esas No : 2023/3810 Karar No : 2023/3486 TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- … Bakanlığı VEKİLİ : Av. … 2- … Başkanlığı VEKİLİ : Av. … 3- … Barosu Başkanlığı İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı tarafından, Avukatlık Kanunu’nun 135/4. maddesi gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün süreyle işten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Kayseri Barosu Disiplin Kurulu’nun … tarih ve E:… sayılı kararının onanmasına ilişkin Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu’nun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onaylanmasına dair Adalet Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında … Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçu sabit görülerek mahkumiyet kararı verildiği ancak hükmün açıklamasının geri bırakılması yönünden talebinin olması, etkin pişmanlıktan faydalanmak istemesi hususları dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, uyuşmazlığa yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde bakıldığında, davacı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesin hüküm niteliğinde olmadığından ve davacının lehine veya aleyhine bir sonuç doğurmadığından; ceza mahkemesi kararından bağımsız olarak davacının isnat edilen eylemi işleyip işlemediği ve bu eylem disiplin suçu oluşturup oluşturmadığı hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiği, davacı hakkında yapılan disiplin kovuşturmasında, ceza takdir edilirken hakkındaki suçlamanın niteliği ve ceza yargılaması sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olmasının bütün olarak değerlendirildiği, bu durumda; davacı hakkındaki kovuşturmaya konu silahlı terör örgütüne üye olma suçunun 1136 sayılı Kanunun 5/1-a maddesinde sayılan avukatlığa engel suçlardan olduğunun açık olduğu, ancak davacının etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmış olması karşısında bir alt ceza olan belirli süre ile işten çıkarma cezası verilmesi ve verilecek cezanını süresinin isnad edilen suçun niteliği ve ağırlığı ile avukatlık mesleğinin önem ve özelliği dikkate alınarak belirlenmesi neticesinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hukuka ve usule aykırı olduğu belirtilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı … Bakanlığı tarafından, temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmuş olup, diğer davalılar … Başkanlığı ve … Barosu Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir: … (d) bendinde; “Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları…” hükmüne yer verilmiştir. Türk Ticaret Kanunu ve Avukatlık Kanunu hükümleri uyarınca avukatlık mesleği, ”Ticari bir iş/faaliyet” değil ise de; yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, davacının yapmış olduğu serbest meslek faaliyetinin, geçimini temin ettiği gelir getirici bir iş olarak pekala ticari faaliyet olarak nitelendirilebileceği, kanun metninden de benzer sonucu doğuran her türlü işlemin temyize tabi olduğu anlaşıldığından, davacı hakkında tesis edilen “1 yıl 6 ay 22 gün süreli işten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin de avukatın ticari faaliyetinin (mesleki faaliyetinin) icrasını otuz günden uzun süreyle engellemesine sebebiyet verdiği sonucuna ulaşıldığından, temyize tabi kararlardan olduğu ve işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: İLGİLİ MEVZUAT: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinde, “1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz. 3) Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir. 6) Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan davalar; (d) bendinde ise, belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan davalar hakkında verilen kararların Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; İdare Mahkemelerinin konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları dışında kalan bütün kararlarına karşı mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemesince istinaf incelemesi üzerine verilen kararlara karşı ise sadece 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde yer alan konular ile sınırlı olarak Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemelerince istinaf incelemesi üzerine verilen ve 46. madde kapsamı dışında olan kararların ise kesin olduğu görülmektedir. Uyuşmazlıkta, davacı hakkında verilen “1 yıl 6 ay 22 gün süre ile işten çıkarma” cezasının iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyiz kanun yoluna başvurulabilecek davaların tahdidi olarak sayıldığı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan “belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davası” olarak nitelendirilemeyeceği, nitekim 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Disiplin cezaları” başlıklı 135. maddesinin 1. fıkrasının (4) numaralı bendinde, işten çıkarma, “avukatın veya avukatlık ortaklığının üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere mesleki faaliyetlerin yasaklanması” olarak tanımlandığı, meslekten çıkarılma sonucunu doğuran disiplin cezası niteliğine sahip bulunmayan dava konusu işlem hakkında açılan davanın, 2577 sayılı Kanunun m.46/1-(c) kapsamında yer almadığı, öte yandan, avukatlık mesleği ticari faaliyet olarak da değerlendirilemeyeceğinden uyuşmazlığın 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi kapsamında da bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda, temyiz istemine esas teşkil eden kararın Bölge İdare Mahkemesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 46. maddesine göre temyiz yolu açık olmayan “kesin” kararlarından olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1- TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE, 2- Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, kesin olarak, 23/06/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY : (X)- 2577 sayılı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir: … (d) bendinde; “Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları…” hükmüne yer verilmiştir. Türk Ticaret Kanunu ve Avukatlık Kanunu hükümleri uyarınca avukatlık mesleği, ”Ticari bir iş/faaliyet” değil ise de; yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, davacının yapmış olduğu serbest meslek faaliyetinin, geçimini temin ettiği gelir getirici bir iş olarak pekala ticari faaliyet olarak nitelendirilebileceği, kanun metninden de benzer sonucu doğuran her türlü işlemin temyize tabi olduğu anlaşıldığından, davacı hakkında tesis edilen “1 yıl 6 ay 22 gün süreli işten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin de avukatın ticari faaliyetinin (mesleki faaliyetinin) icrasını otuz günden uzun süreyle engellemesine sebebiyet verdiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle, bahse konu işlemin iptali istemiyle açılan davada temyiz yolu açık bulunduğundan, davacının temyiz isteminin esasının görüşülerek bir karar verilmesi gerektiği görüşü ile temyiz isteminin incelenmeksizin reddine yönelik aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir