Logo

Acil Tıp Uzmanlarının Nöbet Görevi Hakkında Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

8. Daire – 2016/5877 – 2021/739 – 09.02.2021


🔎 Karar Özeti

Acil Tıp Uzmanlarının Nöbet Görevi Danıştay Kararı


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y SEKİZİNCİ DAİRE Esas No : 2016/5877 Karar No : 2021/739 Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Üniversitesi Rektörlüğü- … Vekili : Av. … Karşı Taraf (Davacılar) : 1- … 2- … Vekili : Av. … İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hakimi : … Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Dava, Bülent Ecevit Üniversitesi Senatosu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Acil Servis Yönergesi’nin çalışma düzeni ve nöbetler ile ilgili hükmünü içeren 4. maddesinin 3. bendi ile acil servis görevlendirmesine ilişkin nöbet uygulaması işleminin iptali istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, acil tıp uzmanı olmayan davacıların acil servis nöbetine zorlanması yönünde düzenlenen Bülent Ecevit Üniversitesi Senatosu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Acil Servis Yönergesi’nin çalışma düzeni ve nöbetler ile ilgili hükmünü içeren 4. maddesinin 3. bendinde hukuka uygunluğun görülmediği, Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri olan ve kendi branşında uzman nöbetine dahil edilen davacılara ikinci bir nöbet hizmeti olarak ayrıca acil uzman nöbeti tutturulmasının Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinin 42. maddesinde yer verilen “Branş nöbetlerini üstlenen klinikler o dalın acillerinin yatarak tedavi hizmetlerini de ifa ederler ve bu klinik personeline başkaca nöbet hizmetleri verilmez.” hükmüne aykırı olduğu, bu nedenle psikiyatri uzmanı olarak görev yapan davacıların acil serviste acil uzman nöbetine dahil edilmesine ilişkin dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir. 18/10/1982 tarih ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17. maddesinde; ”Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”, 42. maddesinde; “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tesbit edilir ve düzenlenir. … Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.” ve 56. maddesinde; ”Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” hükümlerine yer verilmiştir. 04/11/1981 tarih ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun, 3. maddesinin j bendinde; “Uygulama ve Araştırma Merkezi: Yükseköğretim kurumlarında eğitim öğretimin desteklenmesi amacıyla çeşitli alanların uygulama ihtiyacı ve bazı meslek dallarının hazırlık ve destek faaliyetleri için eğitim – öğretim, uygulama ve araştırmaların sürdürüldüğü bir yükseköğretim kurumudur.”, 4. maddesinin c bendinde; “Yükseköğretim kurumları olarak yüksek düzeyde bilimsel çalışma ve araştırma yapmak, bilgi ve teknoloji üretmek, bilim verilerini yaymak, ulusal alanda gelişme ve kalkınmaya destek olmak, yurt içi ve yurt dışı kurumlarla işbirliği yapmak suretiyle bilim dünyasının seçkin bir üyesi haline gelmek, evrensel ve çağdaş gelişmeye katkıda bulunmaktır.”, 22. maddesinde; “a) Yükseköğretim kurumlarında ve bu kanundaki amaç ve ilkelere uygun biçimde önlisans, lisans ve lisansüstü düzeylerde eğitim – öğretim ve uygulamalı çalışmalar yapmak ve yaptırmak, proje hazırlıklarını ve seminerleri yönetmek, b) Yükseköğretim kurumlarında, bilimsel araştırmalar ve yayımlar yapmak, c) İlgili birim başkanlığınca düzenlenecek programa göre, belirli günlerde öğrencileri kabul ederek, onlara gerekli konularda yardım etmek, bu kanundaki amaç ve ana ilkeler doğrultusunda yol göstermek ve rehberlik etmek, d) Yetkili organlarca verilecek görevleri yerine getirmek, e) Bu kanunla verilen diğer görevleri yapmaktır.” hükümleri yer almaktadır. 11/04/1928 tarih ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 1. maddesinde; ”Türkiye Cumhuriyeti dahilinde tababet icra ve her hangi surette olursa olsun hasta tedavi edebilmek için tıp fakültesinden diploma sahibi olmak şarttır.”, 8. maddesinde; “Türkiye’de icrayı tababet için bu kanunda gösterilen vasıfları haiz olanlar umumi surette hastalıkları tedavi hakkını haizdirler…” hükümlerini içerdiği görülmektedir. 07/05/1987 tarih ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 1. maddesinde; ”Bu Kanunun amacı; sağlık hizmetleri ile ilgili temel esasları düzenlemektir.”, 3. maddesinde; ”… Sağlık kurum ve kuruluşları coğrafik ve fonksiyonel hizmet alanları, verecekleri hizmetler, yönetim, hizmet ilişki ve bağlantıları gibi konularda tespit edilen esaslara uymak ve verilen görevleri yapmakla yükümlüdürler.”, 9. maddesinde; ”Bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarının tesis, hizmet, personel kıstaslarını belirlemeye, sağlık kurum ve kuruluşlarını sınıflandırmaya ve sınıflarının değiştirilmesine, sağlık kuruluşlarının amaca uygun olarak teşkilatlanmalarına, sağlık hizmet zinciri oluşturulmasına, hizmet içi eğitim usul ve esasları ile sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespit ve denetimi ile bu Kanunla ilgili diğer hususlar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.” hükümlerinin yer aldığı görülmektedir. 11/05/2000 tarihli ve 24046 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 4. maddesinde; “Acil Sağlık Hizmeti; acil hastalık ve yaralanma hallerinde, konusunda özel eğitim almış ekipler tarafından, tıbbi araç ve gereç desteği ile olay yerinde, nakil sırasında, sağlık kurum ve kuruluşlarında sunulan tüm sağlık hizmetleri…”, 15. maddesinde; “Acil servislerde kaliteli ve itinalı hizmet sunumunun sağlanması için; a)Bu birimler fiziki altyapı, insan gücü, tıbbi cihaz, donanım, lüzumlu ilaç, serum, sarf malzemesi ve ambulans hizmetleri yönünden hiçbir aksaklığa meydan verilmeyecek ve hizmetin 24 saat kesintisiz sunulmasını sağlayacak şekilde yapılandırılır. Hastane acil servisi için organizasyon planı yazılı olarak hazırlanır ve acil servisin faaliyetleri bu yazılı plan çerçevesinde yürütülür…” hükümleri bulunmaktadır. 13/01/1983 tarihli ve 17927 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’nin 5. maddesinin (e) bendinde; “Eğitim ve araştırma hastaneleri: Öğretim, eğitim ve araştırma yapılan uzman ve yan dal uzmanların yetiştirildiği genel ve özel dal sağlık kurumlarıdır.”, 14. maddesinde; ”Acil hizmetleri, acil polikliniği veya acil servisi, bunlar yoksa nöbetçi tabibi tarafından yürütülür. Bu hizmetler 24 süre saat süre ile kesiksiz olarak yürütülür.” 42. maddesinde; “Nöbet hizmetleri evde nöbet, normal, acil, branş nöbeti olarak dört şekilde yürütülür. Acil ve branş nöbetlerinin hangi hallerde tutulacağı hastanenin türüne, iş durumuna, personel mevcuduna, hizmetin gereklerine göre baştabib tarafından tesbit edilir. Eğitim Hastanelerinde de uzman ve uzmanlık eğitimi görenlerden kimlerin hangi nöbete gireceklerini ve ne nöbeti tutacaklarını da baştabib tesbit eder.” hükümleri bulunmaktadır. 14/09/2012 tarihli ve 28411 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetmeliği’nin 5. maddesinde Merkezin amacının, merkeze başvuran acil ve diğer hastalara ayakta veya yatırılarak çağdaş sağlık hizmeti sunmak, tıp ve sağlık personeli yetiştirmek bilimsel eğitim – öğretim, araştırma ve uygulama yapmak amacıyla başta Tıp Fakültesi olmak üzere Üniversitenin sağlık hizmetleri ile ilgili alanlarda eğitim – öğretim veren fakülte, enstitü, yüksekokul, uygulama ve araştırma merkezileri ve diğer kurumlarla işbirliği yapmak, eğitim ve sağlık hizmetlerinin verimliliği ve niteliğini artırmak, tıbbi araştırma ve uygulamaların en üst düzeyde gerçekleşmesi için bilimsel araştırma koşullarını hazırlamak olduğu belirtilmektedir. 16/10/2009 tarihli ve 27378 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Yataklı Sağlık Tesislerinde Acil Sağlık Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’inin 2. maddesinde; ”Bu tebliğ Sağlık Bakanlığına, üniversitelere, belediyelere ve diğer kamu kuruluşlarına ait, bünyesinde acil sağlık hizmeti verilen tüm yataklı sağlık tesisleri ile buralarda görev yapan personeli kapsar.”, 11. maddesinde; ”Acil servislerde var ise acil tıp uzmanı, bulunmaması halinde baştabibin görevlendireceği bir baştabip yardımcısı veya bir uzman tabip ya da bir tabip acil servis sorumlu tabibi olarak görev yapar. Yeterli sayıda acil tıp uzmanı bulunan sağlık tesislerinde acil servise başvuran vakaların, bu uzmanların denetim ve sorumluluğunda değerlendirilmesi gerekir.”, 12. maddesi 1. fıkrasında ”Acil servis hizmetlerinin, yeterli sayıda uzman tabip bulunması halinde uzman düzeyinde, sayının yetersiz olması durumunda bir uzman tabibin denetim ve sorumluluğunda tabip tarafından verilmesi esastır.” aynı maddenin 7. fıkrasında ”Uzman tabip sayısının yetersiz olması ve her bir branş için müstakil acil branş nöbeti düzenlenememesi halinde, sağlık tesisi bünyesindeki mevcut klinisyen uzman tabipler arasında dahili branş acil havuz nöbeti ve cerrahi branş acil havuz nöbeti düzenlenir. Dahili ve cerrahi branş acil havuz nöbeti düzenlenebilmesi için, tüm dahili ve cerrahi klinisyen branşların her ikisinde de 6 ve üzeri sayıda uzman tabip bulunması gerekir. ” hükümlerini içermektedir. Dava dosyasının incelenmesinden; davalı idare bünyesinde bulunan Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde acil servis hizmetinin aksamaması için uzmanlık dallarında bulunan öğretim üyelerine de acil servis nöbetinin yazılmasının öngörüldüğü, uzman tabip olarak Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri olan davacılar tarafından, psikiyatri uzmanlık eğitiminin içinde acil tıp uzmanlık alanı için öngörülen bir rotasyonun bulunmadığı, yeterli olmadıkları bir alanda kendilerine sorumluluk yüklendiği ileri sürülerek hastane acil servisinde acil servis hizmetleri vermek üzere acil nöbetine dahil edilmesi ve bunun dayanağı olan Bülent Ecevit Üniversitesi Senatosu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Acil Servis Yönergesi’nin çalışma düzeni ve nöbetler ile ilgili hükmünü içeren 4. maddesinin 3. bendi ”Acil servis nöbetleri, acil tıp anabilim dalı araştırma görevlileri ve bu birime rotasyonla gelen araştırma görevlisi tabipler tarafından, Acil Tıp uzmanlık dalı öğretim üyeleri gözetiminde bir bütün olarak planlanır ve yürütülür. Ancak uzman tabip ve/veya araştırma görevlisi sayısının yetersiz olması ve her bir branş için müstakil acil branş nöbeti düzenlenememesi halinde, fakülte yönetim kurulunca merkez bünyesinde sağlık hizmet sunumuna katılan klinisyen uzmanlık yetkisine sahip öğretim üyeleri arasından aylık bazda dahili branş acil havuz ve cerrahi branş acil havuz nöbeti düzenlenir ve merkez müdürlüğe tebliğ edilir. Gece nöbeti tutanlara ertesi gün görev verilmez ve izinli sayılırlar. Hafta sonu tatillerinde ve resmi tatil günlerinde nöbet tutanlara hizmeti aksatmamak kaydıyla diğer iş günlerinde nöbet süresi kadar izin verilebilir.” şeklindeki hüküm ile acil servis görevlendirmesine ilişkin nöbet uygulaması işleminin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Kamu hizmetleri, toplumsal gereksinimlerin sonucu olarak ortaya çıkmakta olup, toplumun ortak gereksinimlerini karşılamaya yönelik faaliyetler olmaları nedeniyle, görülme biçimi ne olursa olsun, hizmetin görülmesinde kamu hizmetinin genel ilkeleri de denilen ilkeler bulunmaktadır. Hizmetin, sürekli ve düzenli biçimde görülmeleri de bunlardan birisidir. (GÖZÜBÜYÜK A. Şeref ve TAN Turgut, İdare Hukuku, Cilt 1, Genel Esaslar, 11. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2016) Kamu yararı kavramı ise, tüm devlet organlarının işlem ve eylemlerinin genel nitelikteki amacını ve aynı zamanda nedenini oluşturmakta, bu kavram genel bir ifadeyle bireysel, özel çıkarlardan ayrı ve bunlara üstün olan toplumsal yararı ifade etmektedir. Anayasamızda, kişilerin temel hak ve hürriyetleri arasında sayılan, devredilmez ve vazgeçilemez olan yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma hakkı güvence altına alınarak, sosyal devlet olmanın bir gereği olarak bu hakların korunması ve geliştirilmesi ödev ve sorumluluk olarak Devlete yüklenilmiştir. Yaşam hakkının gerçekleşmesi, kişilerin sunulan sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanmasına bağlıdır. Bu bakımdan kanun ve daha alt düzenlemeler yoluyla yaşam hakkının sağlanması ve sürdürülmesi, kişilerin sağlık hizmetlerinden yaralanması maksadıyla; Devlet gerekli teşkilatı kurmak, bina, araç gereç ve diğer teçhizatı sağlamak, bütün bunların yanında sağlık hizmet sunumunu yapacak olan ve sağlıklı bir yaşamın korunması, geliştirilmesi ve bozulması sonrasında yeniden eski durumuna kavuşturulması konusunda vazife görecek olan, hekim ve ona yardımcı olan sağlık personelinin yetiştirilmesinden sorumludur. Devletin, sağlık hizmetlerinin sunumu konusunda, Anayasa başta olmak üzere kanunlar ve diğer düzenlemeler ile kendisine yüklenen pozitif yükümlülüğü yerine getirebilmek amacıyla sağlık alanında farklı uygulamalar yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durum, genel de sağlık hizmetleri özel de ise acil sağlık hizmetlerinin sağlanmasının, insan sağlığının korunması ve geliştirilmesindeki önemi ve bu hizmetlerin geciktirilemez, ertelenemez, ikame edilemez ve sürekli olmaları özellikleri nedeniyle tabii karşılanmalıdır. Sağlık hizmetinin yerine getirilmesi sırasında, hizmetin niteliği ve bihakkın yerine getirilmesi amacıyla hekim ve ona yardımcı olan sağlık personeline öngörülen nöbet uygulaması da, idarenin almak zorunda olduğu tedbirler arasındadır. Sağlık hizmeti, niteliği gereği kamusal bir hizmet olmakla birlikte, yaşam hakkı ile doğrudan ilgili olması dolayısıyla diğer kamusal hizmetlerden bazı nitelikleri nedeniyle ayrılmaktadır. Sağlık hizmetinin temel hedefinin, insan sağlığı ve yaşamının korunması ile geliştirilmesi olduğu göz önüne alındığında, bu faaliyetin geciktirilmesinin, ertelenmesinin veya ikame edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Sağlık hizmetinin bir cüzü olan acil sağlık hizmeti, Yönetmelik ifadesiyle; ”acil hastalık ve yaralanma hallerinde, konusunda özel eğitim almış ekipler tarafından, tıbbi araç ve gereç desteği ile olay yerinde, nakil sırasında, sağlık kurum ve kuruluşlarında sunulan tüm sağlık hizmetleri” olarak tanımlanmış, bu hizmetin konusunda donanımlı olan acil servis uzmanı ve özel bir eğitim almış sertifikalı pratisyen hekimler tarafından yapılacağı ifade edilmiştir. Buna uygun olarak 2009 yılında çıkarılan Yataklı Sağlık Tesislerinde Acil Sağlık Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’inin 12. maddesinin 1. fıkrasında acil servis hizmetlerinin, yeterli sayıda uzman tabip bulunması halinde uzman düzeyinde, sayının yetersiz olması durumunda bir uzman tabibin denetim ve sorumluluğunda tabip tarafından verilmesinin esas olduğu hükme bağlanmıştır. Tebliğin 12. maddesi 7. fıkrasında ise, daha önce yürürlüğe giren üst normlara uygun olarak, sunulması gereken hizmetin sürekliliği ve düzenliliğini sağlamak amacıyla, kamu yararını gözeterek acil servis hizmetinin mahiyeti gereği 24 saat esasına göre sürdürülmesi ve bu hizmetin hükümde sayılanlar tarafından yürütülme imkanının mevcut olmaması, uzman hekim yetersizliği ve her bir branş için müstakil acil branş nöbeti düzenlenememesi durumunun çözümüne yönelik olarak sağlık tesisi bünyesinde bulunan klinisyen uzman hekimleri arasından dahili ve cerrahi branş acil nöbetinin düzenlenmesini mümkün kılan bir hüküm getirilmiştir. Dava konusu edilen Bülent Ecevit Üniversitesi Senatosu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Acil Servis Yönergesi’nin çalışma düzeni ve nöbetler ile ilgili hükmünü içeren 4. maddesinin 3. bendi’nin Tebliğ uyarınca getirildiği, acil servis görevlendirmesine ilişkin nöbet uygulaması işleminin ise bunun uygulanmasına yönelik olarak yapıldığı, bu bakımdan iptali istenen Yönerge hükmü ile bu hükmün uygulanması niteliğinde olan davacıların acil servis görevlendirilmelerine dair işlemin, hizmetin sürekliliğini sağlamaya ve kişilerin maddi ve manevi varlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli olan acil sağlık hizmetinin ihtiyaç duydukları zamanda sunulabilmelerini sağlamaya yönelik olduğu ve bu nedenle hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, yükseköğretim kurumunda öğretim üyesi olan davacılara, Yönerge gereğince yapılan görevlendirme ile acil serviste nöbet tutturulmasının, davacıların asli görevlerini yerine getirmelerine engel olacağı, yetkin olmadıkları bir alanda sağlık hizmetinin yanlış veya eksik sunulmasına sebebiyet verebilecek bir sorumluluk yüklenecekleri hususuna yönelik olarak; davacıların tıp doktoru unvanına sahip kişiler olduğu, bu kişilerin mekan, zaman ve uzmanlık sınırlaması olmaksızın genel tıp kural ve kaideleri çerçevesinde müdahale de bulunmak yetki ve sorumluluğunun bulunması, acil sağlık hizmetlerinin, diğer sağlık hizmetlerine nazaran daha hızlı sunulmasının gerekliliği, acil servis hizmetinin ehemmiyeti, sunulan hizmetin ileri uzmanlık gerektirmeyen, hastaların muayenesi, tanısı ve temel tedavilerine ilişkin olduğu, daha ileri tedavilerin hastalığın uzmanı hekimlerce yapılacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde, öğretim üyesi unvanına sahip olan klinisyen hekimlerin acil servis hizmetlerinde nöbet uygulamasında görevlendirilmelerinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan davacıların mevzuat gereğince acil serviste görevlendirilmelerinin, 2547 sayılı Kanunla yüksek öğretim kurumlarına verilen eğitim hizmetinin aksamasına sebebiyet verebileceğine ilişkin iddiaya yönelik olarak; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde … tarih ve … sayılı Tıp Fakültesi Yönetim Kurulu kararında, 01-31 Mayıs 2015 tarihine ilişkin dahili ve cerrahi branş acil nöbet listesinde yer alan hekimlere bir ay içerisinde bir kez sıranın geldiği görülmekle, bu durumun eğitim hizmetinin yürütülmesine engel bir hal olmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar Mahkeme kararında, yapılan görevlendirmenin uzman personel açığını kapatmak amacı ile yapıldığının davalı idarece ileri sürüldüğü, ancak acil sağlık hizmetinin bu konuda donanımlı olan acil servis uzmanı ve özel bir eğitim almış sertifikalı pratisyen hekimler tarafından yapılacağı, eğer bu dallarda kadro açığı var ise bu açığın giderilerek halkın sosyal memnuniyetinin artırılması, başka bir ifade ile pozitif yükümlülüğün yerine getirilmesinin idare için kamusal bir zorunluluk ve sosyal devlet olmanın gereği olduğu ifade edilmekteyse de; dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden, hizmetin gereği olarak 24 saat esasına göre çalışan acil servis hizmetinin, niteliğine uygun olarak Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nda görevli 3 öğretim üyesi ve 2 araştırma görevlisi ile nöbet uygulamasının sürdürülebilmesinin mümkün olmadığı da açıktır. Bu durumda, iptali istenen Yönerge hükmünün, daha önce yürürlüğe giren üst normlara uygun olarak, sunulması gereken hizmetin sürekliliği ve düzenliliğini sağlamak amacıyla, kamu yararını gözeterek acil servis hizmetinin mahiyeti gereği 24 saat esasına göre sürdürülmesi ve bu hizmetin mevzuatta sayılanlar tarafından yürütülme imkanının mevcut olmaması, uzman hekim yetersizliği ve her bir branş için müstakil acil branş nöbeti düzenlenememesi durumunun çözümüne yönelik olarak, hizmetin sürekliliğini sağlamaya yönelik olarak getirildiği, acil sağlık hizmetlerinin, diğer sağlık hizmetlerine nazaran daha hızlı sunulmasının gerekliliği, dikkate alındığı, iptali istenen Yönerge hükmü ile bu hükmün uygulanması niteliğinde olan acil servis görevlendirilmelerine dair davalı idare işleminde hukuka aykırılık, Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir