Logo

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda Tercüman Bulundurma Zorunluluğu

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), adil bir yargılama sürecinin temel unsurlarından biri olarak, sanık ve mağdurun duruşma sürecini anlaması ve etkin bir şekilde katılabilmesi için gerekli koşulları belirler. Bu bağlamda, CMK’nın 202. maddesi, dil engeli ya da engellilik durumu nedeniyle meramını anlatamayacak bireyler için tercüman bulundurulmasını zorunlu kılar. Bu makalede, CMK 202. maddenin önemi, uygulanışı ve Yargıtay’ın konuyla ilgili emsal kararları ele alınacaktır. Herkesin adil yargılanma hakkının bir parçası olarak, dil bariyerinin adalet önünde bir engel teşkil etmemesi gerektiği anlayışıyla, madde detaylı bir şekilde incelenecektir.

CMK 202’nin Uygulama Alanı

CMK’nın 202. maddesi, dil engeli ya da herhangi bir engellilik nedeniyle ifade vermekte zorlanacak sanık veya mağdurlar için tercüman bulundurulmasını şart koşar. Bu madde, yargılama sürecinin her aşamasında, yani soruşturma ve kovuşturma evresinde de geçerlidir. Örneğin, Türkçe bilmeyen bir yabancı uyruklu şüpheli gözaltına alındığında, ifadesinin alınabilmesi için tercüman bulundurulması gerekir. Bu, hem şüphelinin savunma hakkının korunması hem de yargılamanın adil bir şekilde yürütülmesi için elzemdir. Ayrıca, engelli bireylerin durumlarına uygun iletişim yöntemleri (işaret dili tercümanı gibi) kullanılarak, yargılama sürecine etkin katılımları sağlanır.

Yargıtay Kararları Işığında CMK 202

Yargıtay’ın CMK 202. madde ile ilgili verdiği kararlar, maddenin uygulanış biçimine dair önemli örnekler sunar. Örneğin, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2018/59 sayılı kararında, Türkçe bilmeyen sanığın savunma hakkının kısıtlanmaması adına tercüman bulundurulmasının zorunluluğu vurgulanmıştır. Ayrıca, Yargıtay 17. Ceza Dairesi, Türkçe bilmeyen sanıkların tercüman eşliğinde dinlenilmeden sorgularının yapılmasının savunma haklarının kısıtlanması anlamına geldiğine karar vermiştir. Bu kararlar, CMK 202’nin sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda adil yargılanma hakkının bir gereği olarak görüldüğünü ortaya koymaktadır.

Pratikte CMK 202’nin Önemi

CMK 202, adil yargılanma hakkının pratikte uygulanabilmesi için kritik bir öneme sahiptir. Dil engeli olan bir sanığın, kendisine yöneltilen suçlamaları anlaması, iddianame ve savunma hakkındaki mütalaaları dinlemesi ve kendi savunmasını yapabilmesi için tercüman desteği şarttır. Bu durum, sanığın yargılama sürecine aktif olarak katılabilmesini ve haklarını tam anlamıyla kullanabilmesini sağlar. Pratikte, tercüman bulundurma zorunluluğu, yargılamaların daha şeffaf, anlaşılır ve adil olmasına katkıda bulunur. Örneğin, engelli bir bireyin mahkemede ifade vermesi gerektiğinde, onun anlayabileceği bir yöntemle (örneğin işaret diliyle) iletişim kurulması, yargılamanın adil ve kapsayıcı olmasını sağlar.

Sonuç: Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 202. maddesi, dil engeli ya da engellilik nedeniyle yargılama sürecine tam olarak katılamayacak bireyler için tercüman bulundurma zorunluluğunu getirerek, adil yargılanma hakkının korunmasını amaçlar. Yargıtay kararları, bu maddenin uygulanmasının önemini ve yargılama sürecindeki etkilerini vurgular. Adil bir yargılama süreci için, her bireyin ifade özgürlüğüne ve savunma hakkına erişiminin garanti altına alınması gerektiği unutulmamalıdır. CMK 202, bu erişimi sağlama noktasında Türk hukuk sisteminde önemli bir yer tutar.

Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir