Logo

Katma Değer Vergisi Tarhı Hakkında Danıştay Kararı

📜 Danıştay Karar Künyesi

4. Daire – 2019/9868 – 2021/8918 – 14.12.2021


🔎 Karar Özeti

Sahte faturaların kullanılması nedeniyle katma değer vergilerinin tarhıyla ilgili kararda, takdir komisyonunun gereken incelemeleri yapmadığı ve hukuka uygun olmayan tutarların belirlendiği gerekçe gösterilmiştir.


Karar İçeriği

T.C. D A N I Ş T A Y DÖRDÜNCÜ DAİRE Esas No : 2019/9868 Karar No : 2021/8918 TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü) VEKİLİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Temizlik Turizm ve Ticaret Anonim Şirketi VEKİLİ : Av. … İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı şirket adına sahte fatura kullanıldığından bahisle takdir komisyonu kararına istinaden 2010/6,7,8,9,10,12 dönemlerine ilişkin re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesince; olayda, davacının ilgili dönemlerde sahte fatura kullandığı gerekçesiyle, takdir komisyonuna sevki ve komisyonca katma değer vergisi matrahının takdiriyle dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığı görülmekteyse de, gerek davalı idarece gerekse takdir komisyonunca yasayla tanınan inceleme ve araştırma yetkileri kullanılmak suretiyle, mükellef nezdinde ihtilaf konusu döneme ilişkin olarak herhangi bir inceleme yapılmadığı, nezdinde bir tutanak düzenlenmediği, söz konusu firmadan olan alımlarını yasal defter ve belgelerine kaydedip kaydetmediği, indirim ve maliyetlerine yansıtıp yansıtmadığı hususlarının araştırılarak gerçek durumun ortaya konulmadığı, ayrıca ihtilafta, düzenlenen faturaların hangi dönemlerde alındığı ve hangi faturaların defterlerine kaydedip beyanlarına intikal ettirdiği hususlarının tespitiyle, yükümlünün ilgili dönem defter ve belgeleri yahut indirim listeleri üzerinden kullandığı fatura tutarları dikkate alınıp dönem beyanları, özellikle sonraki döneme devreden katma değer vergisi tutarları karşılaştırılarak ödenmesi gereken tutarın doğruluğunun belirlenmediği görülmekle, sahte faturaları kayıtlarına intikal ettirdiği varsayımından hareketle herhangi bir araştırma ve inceleme içermeyen her kararda yer alan kalıplaşmış, dayanaksız ifadeler kullanılmak suretiyle bir takım tutarların vergi matrahı olarak takdir olunmasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasını içermeyen sahte faturalarda gösterilen katma değer vergisinin bu faturalar kanuni defterlere kaydedilmemiş olsa dahi indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı; dolayısıyla mükellef adına düzenlenen ve yasal defterlere maliyet olarak kaydedilen sahte faturalar üzerinde gösterilen katma değer vergisinin indirimlerinin reddinin usul ve yasaya uygun olduğu, aksi yöndeki kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur. TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış olup, bu durum mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder. 114. maddesinde ise, “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder.” denilmek suretiyle takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re’sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmelidir. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına göre yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde, genel ilke olarak takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Takdir komisyonuna sevk edilme sebepleri ise mahkemece ayrıca değerlendirilmelidir. Dolayısıyla, yalnızca takdire sevk tarihine bakılarak takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının bu çerçevede kabulüne imkan bulunmamaktadır. Ancak; olayda, davacının 2010 yılına ilişkin olarak 31/12/2015 tarihinde zamanaşımının dolacağı gün takdir komisyonuna sevk edildiği ve böylece zamanaşımının durduğu, takdir komisyonunca davacının dosyasının tetkiki ile yapılan araştırmalar neticesinde tüm faktörler dikkate alınarak ve Anadolu Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısına dayanılarak 02/12/2016 tarihinde matrah takdir edilip karar verilerek takdir komisyonu kararına istinaden tarh edilen vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin 07/12/2016 tarihinde düzenlenip 08/12/2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, söz konusu takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdii edildiği gün ihbarnamenin düzenlenmiş olduğu kabul edilse dahi, takdire sevkin zamanaşımı süresinin son günü gerçekleştirilmesi nedeniyle tebliğin de aynı gün yapılması gerekeceğinden; zamanaşımının işlemeye başladığı, vergi dairesine tevdii tarihinde tebliğ yapılmaması ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin tarhiyat zamanaşımına uğradığından davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Temyiz isteminin reddine, 2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 14/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir